Cumhuriyet Halk Partisi 39. Olağan Kurultayı’nı geride bıraktı. Parti programının onaylanması ve Özgür Özel’in yeniden Genel Başkan seçilmesi, CHP’nin gelecek yol haritası açısından önemli iki başlık. Fakat salonun gerçek ruhu, konuşmaların arasından süzülen başka bir ihtiyacı da hatırlattı: CHP artık halka açılmalı, tabana gerçekten dokunmalı.
Kurultayın benim için en dikkat çekici anı, Erzurum Aşkale İlçe Başkanı Celal Top’un konuşmasıydı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya yönelik somut projeler üretilmesini ve bu bölgelerin sahipsiz bırakılmamasını istedi. Bu çağrı, yıllardır ertelenen bir sorumluluğun yeniden altını çizdi: CHP’nin Türkiye’nin her köşesinde emek vermesi, üretmesi ve görünür olması gerekiyor.
Kurultay salonunda hissedilen bir başka gerçek ise parti içi demokrasinin giderek güçleniyor olduğu... Delegelerin daha açık eleştiriler yapması, fikirlerin rahat ifade edilmesi, değişimin sadece yönetimde değil kültürde de yaşanmaya başladığını gösterdi. Buna rağmen Parti Meclisi(PM)'ne aday olan isimlerin azlığı dikkat çekiciydi. PM listesine girmenin giderek zorlaşması veya aday havuzunun daralması, parti içi rekabetin sağlıklı işlemesi önünde hem psikolojik hem yapısal bir engel oluşturuyor. Oysa taban açıkça şunu söylüyor:
“Biz sadece seçim günlerinde hatırlanan üyeler olmak istemiyoruz. Bu partide söz sahibi olmak, üreten, tartışan bir yapının parçası olmak istiyoruz.”
CHP’nin gerçek değişimi, bu noktada başlayacak.
Artık sadece seçmen değil, üye kıymetli olmalı.
Artık sadece seçim dönemlerinde kapısı çalınan vatandaş değil, sürekli danışılan, birlikte karar üretilen bir toplum değerli olmalı.
CHP’nin geleceği, katılımcı demokrasiyi sadece söylemde değil pratikte benimsemesine bağlı. Tabanın enerjisini, kadınların emeğini, gençlerin dinamizmini, yerelin taleplerini merkeze alan bir siyaset anlayışı; partiyi hem büyütecek hem de Türkiye’de değişimin öncüsü yapacaktır.
Kurultay bize bir kez daha hatırlattı ki CHP’nin geleceği, sadece yönetim kadrolarının vizyonuyla değil, tabanın dinamizmi, yerelin enerjisi ve gençlerin talebiyle şekillenecek. Eğer bu enerji doğru kanallara yönlendirilirse, değişim yalnızca bir söylem olmaktan çıkıp güçlü bir siyasal gelişime dönüşebilir.
39.Kurultay, bu potansiyelin işaretlerini verdi. Şimdi mesele, bu iradeyi örgüte, yerel yönetimlere, üyeye ve vatandaşa yansıtmakta.
CHP artık değişimi konuşmakla yetinmemeli;
değişimin bizzat kendisi olmalı.
Yorumlar
Kalan Karakter: