Türkiye uzun süredir sertleşen bir siyasal iklimin içinde. Gündem neredeyse her gün değişiyor fakat değişmeyen tek şey var: Cumhuriyet Halk Partisi sürekli ve sistemli biçimde hedef alınıyor. Bu durum artık tesadüf değil, bu durum alışıldık bir siyasi gerilimden ibaret değil... Çünkü CHP’ye yönelen saldırıların amacı bir partiye zarar vermekten çok daha büyük: Toplumda yeniden filizlenen değişim umudunu söndürmek.
Bu saldırıların arka planını anlamak, Türkiye’nin bugünkü siyasal denklemine bakmadan mümkün değil.
Değişimin Taşıyıcısını Zayıflatmak
CHP, uzun yıllar sonra ilk kez Türkiye’de güçlü bir değişim iddiası taşıyor. Parti içindeki yenilenme, genç kadroların yükselişi, belediyelerdeki başarılı yönetimler ve yeni program tartışmaları, toplumun siyasi yönelimini ciddi şekilde etkilemeye başladı.
Bu tablo bazı çevrelerde bir tedirginlik yarattı. Çünkü şunu çok iyi biliyorlar:
Eğer CHP değişirse, Türkiye’nin rotası da değişir.
İşte bu nedenle CHP’nin özgüvenini sarsmak, değişim enerjisini dağıtmak ve toplumsal motivasyonu zayıflatmak için yoğun bir saldırı dili devreye sokuldu.
CHP’yi İç Tartışmalara Hapsedip Saha Gücünü Kırmak
CHP ne zaman ülke gündemini belirleyecek güçlü bir çıkış yapsa, hemen ardından iç tartışmalar köpürtülüyor. Abartılı yorumlar, kasıtlı manipülasyonlar ve medya üzerinden yürütülen psikolojik baskılarla parti sürekli savunmaya itilmek isteniyor.
Amaç çok açık:
CHP topluma değil, kendi içinde konuşsun.
Çünkü kendisiyle meşgul olan bir parti, ülkenin sorunlarına çözüm üretecek enerjiyi doğal olarak kaybeder. Bu da iktidar açısından son derece konforlu bir alan yaratır.
Başarıyı Gölgede Bırakmak
Bugün Türkiye’de sosyal politikaları güçlendiren, kooperatifçilikle üretimi destekleyen, genç ve kadın istihdamını artıran, hesap verebilir yönetim kültürü oluşturan belediyelerin büyük bölümü CHP’li. Bu belediyeler artık iktidara alternatif bir yönetim modeli sunuyor.
İşte bu durum bazı merkezlerde ciddi bir rahatsızlık uyandırıyor.
Bu yüzden yapay gündemler servis ediliyor ve başarı öyküleri görünmez kılınmaya çalışılıyor.
Çünkü bir gerçek var:
Yerelde başarı büyüdükçe, merkezde değişim kaçınılmaz olur.
Kriminalize Et, Güveni Aşındır
Siyasal mühendisliğin en bilinen yöntemlerinden biridir: Muhalefeti tehdit gibi göstermek, ithamlarla yormak, kararsız seçmende tereddüt yaratmak.
CHP de bu yöntemin tam ortasında.
Parti sanki Cumhuriyet’in kurucu gücü değilmiş gibi milli güvenlik tartışmalarına çekiliyor, sözleri bağlamından koparılarak sunuluyor, her adımı şüphe gölgesine sokulmaya çalışılıyor.
Buradaki hedef net:
CHP’nin toplumsal güven havzasını daraltmak.
Kurucu Değerlere Yönelik Yıpratma Operasyonu
CHP’ye yönelen saldırılar aslında yalnızca bugünün siyasi rekabetiyle açıklanamaz. Bunun çok daha derin bir boyutu var. CHP, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisidir. Dolayısıyla CHP’ye her saldırı, laiklikten sosyal devlete, çağdaşlaşmadan hukukun üstünlüğüne kadar bir dizi temel değere yönelen bir darbe niteliği taşır.
Toplumsal hafıza dönüştürülmek isteniyor.
Cumhuriyet’in temel taşı niteliğindeki kurumlar ve ilkeler budanmaya çalışılıyor.
Buna direnen her yapı ise hedef tahtasına oturtuluyor.
En başta da CHP.
Yaşanılanlar Modernleşme Hamlesini Durdurma Girişimidir
CHP bugün belki de son 30 yılın en güçlü dönüşüm tartışmasını yürütüyor.
-
Zorunlu önseçim,
-
İki dönem kuralı,
-
Katılımcı demokrasi,
-
Şeffaflık standartları,
-
Kadın ve genç temsili,
-
Partide liyakat ve performans ölçümü…
Bu başlıklar CHP’yi Türkiye’nin en demokratik ve en çağdaş partisi haline getirebilecek düzeyde iddialı.
Tam da bu yüzden kimi çevreler bu hamleyi durdurmak istiyor.
Çünkü demokratikleşmiş bir CHP, demokratikleşmiş bir Türkiye demektir.
Sonuç: Hedef CHP Değil, Umudun Kendisi
Bugün CHP’ye yönelen saldırılar, kişisel hesaplarla, basit rekabetle ya da gündelik polemiklerle açıklanamaz. Bunlar:
-
Değişimi durdurmak,
-
Reformları boğmak,
-
Toplumsal muhalefeti pasifleştirmek,
-
Yerel başarıyı görünmez kılmak,
-
Cumhuriyet değerlerini zayıflatmak
isteyen bir siyasal aklın ürünüdür.
Ancak unutmamak gerekir ki:
Bir partiye yönelik bu denli yoğun saldırı, o partinin güçlenmekte olduğunun en net göstergesidir.
Bugün hedef alınan sadece CHP değil;
Türkiye’nin demokratik geleceğine duyulan umut, yeniden filizlenen değişim isteği ve toplumun özgür yarınlara duyduğu inançtır.
Ve emin olduğum tek şey bu umudun, bugüne kadar hiçbir saldırı karşısında yenilmediği; bundan sonra da yenilmeyeceğidir...
Yorumlar
Kalan Karakter: