Kayseri’de Suriyelilere karşı halkın duyarlı tepkisi değil, organize ırkçı saldırı!
Tarih 17 Aralık 2010 Muhammed Buazizi'nin Tunus’da bedeninin ateşi üzerinde kanat çırpan kuzgunlar Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine “ Arap Baharı” yaşatacaklarını vaat ettiler. Küresel güçler 14 yıldır Arap halklarının bedenlerini çöl sıcağında kertenkelelere yemem ediyorlar.,
Irak, Libya, Afganistan, Suriye, Tunus, Mısır…
NATO’nun askeri gücü, ABD, AB’nin yedeklediği devletlerin sermaye gücü aracılığıyla Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerini işgal ettiler.Küresel sermaye yeraltı ve yer üstü kaynaklarını talan ederek, askeri üstler kurdukları Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde kukla hükümetler kurarak stratejik manevralarına devam ediyorlar.
Ülkelerde: Sanat, kültür, tarih, bilim, eğitim, sağlık…, ortadan kaldırıldı.
Halkları din, mezhep, ulus, milliyet, aşiret… olarak ayrıştırıp düşmanlaştırdılar.
Yıllardır diktatör yönetimler altında inim inim inleyen halklar, kapitalist kuşatmaya, emperyalist saldırılara karşı mücadele edebilecekleri örgütlü güçten yoksundular.
BURADA NE İŞİNİZ VAR?
Ülke halkları, Almanya, İngiltere, ABD, Kanada, Faransa, Türkiye… ülkelere zorunlu göç ederek mülteci oldular. En zor işlerde, en düşük ücrete, en zor koşullarda çalışıyorlar. Sosyal - siyasal iş güvencesi ve iş güvenliği olmadan çalışıp, bazen patronlardan çalıştığının karşılığı paralarını alamıyorlar. Sözlü, fiziki, ırkçı saldırılara maruz kalarak yaşam sürdürüyorlar. Bu koşullarda yaşam sürdürenler “ burada ne işiniz var?” sorusuyla aşağılanıyorlar?Peki, sizin ülke askerlerinizin Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde ne işi var?
Bu soruyu kendinize sormadan mültecilere sorma hakkını nereden alıyorsun?
Mültecilere insanca yaşayacakları ortam sağlanmadığında; doğaldır ki, içlerinden hırsızlık, yolsuzluk, şiddet, fuhuş, uyuşturucu, çeteleşme, insan tacirleri suçlarına karışanlar olur. Bununları önlemek: Ülke halklarının mültecileri aşağılaması, linç, katliam yöntemi olamaz! Ülkelerin kendi uluslararası mülteci yasalarının, yönetimlerinin sorumluluğudur.
Peki, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde bulunan ülke askerlerinizin yağmalarına, tecavüzlerine, işkencelerine, katliamlarına karşı ülke halkları ne yapmalı?
Sizler ne yaptınız?
Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde asker bulunduran’ destek veren ülkelerin halklarının sorumlulukları ne olmalı?
Mültecilere verdiğiniz tepkiyi; bir başka ülkeye asker gönderen kendi ülke politikalarınıza karşı neden vermiyorsunuz?
Ülkelerinizin askerleri Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine gitmese, NATO, ABD, AB işgalci politikalarına destek vermese neden sesiz kalıyorsunuz? Bütün bunlar olmasa insanlar evlerini, vatanlarını, sevdiklerini geride bırakıp sizin ülkelerinize gelmeyeceklerdi.
DÜN İSTANBUL, BUGÜN KAYSERİ, YARIN?
Suçları her ne olursa olsun, kendi ülke insanı veya farklı ülkelerin mülteci olarak yaşayan insanlarına linç saldırısı halkın duyarlılığı olmaz. Bu saldırılar; ırkçı gerici, bölücü, ajitasyon, propagandayla yönlendirilen insanlıktan çıkanların işlediği suçtur. Devletlerin denetlememesi, yasaların uygulanmaması, güvenlik görevlilerinin görevlerini yapmaması veya göz yutmalarıyla ortaya çıkan ırkçı gerici faşist cinayet, katliamlardır!
Kayseri’de sergilenen Suriyelilere saldırının özü budur.
Buna onay vermek Almanya’da ırkçı, faşist, yabancı düşmanlığıyla ortaya çıkan Solingen, Mölln, Hanau…, katliamına onay vermek olur!
Almanya, Fransa, ABD’de yaşayan Türk vatandaşları taciz, tecavüz, hırsızlık, yolsuzluk, kaçak çalışma… suçu işlemiyorlar mı? Ceza evlerine gittiğinizde bu suçlardan hüküm giyenlerin oranı yerli halkların oranından çok yüksek olduğunu göreceksiniz. Nasıl ki, Almanya, Fransa, ABD’de; sosyal, siyasal haklar ve gelir dağılımı eşitsizliği ve ırkçı gerici yabancılar yasası, ayrımcı politikalar Türkleri bu suça itiyor. Bu suçları Tük oldukları için işlemiyorlar. Suriyeliler içinde bulundukları koşullardan dolayı suçlara itiliyorlar.
Nasıl ki, Almanya’da bir Türk vatandaşı her ne olursa olsun suç işlediğinde Almanlarca linç edilmemeli, ülkenin güvenlik güçlerince göz altına alınıp, yasaları doğrultusunda yargılanmalıysa , Suriyeliler Türklerce linç edilmeyip, ülkenin güvenlik güçlerince göz altına alınarak, yasalarıyla yargılanmalı
LİNÇ FURYASI!
Dün, Çorum, Maraş, Malatya, Gazi, Sivas’da Alevilere, 1990 yılları sonrası bazı batı il ve ilçelerinde Kürtlere yapılan; saldırı, linç girişimi ve katliamlarla Kayseri’de Suriyelilere karşı yapılanların arasında ne fark var?Birine Alevi diye
Diğerine Kürt diye
Bir diğerine Suriyeli diye saldırı düzenleniyor.
Somut sonuç?
Bütün bunlar insanlığa karşı işlenen utanç suçudur!
Türkiye’de Alevi’ye, Kürt’e, Ermeni’ye, Yahudiye, Suriyeliye, bir başka ülkede Türk’e karşı yapılan saldırılar insanlık dışı nefret suçudur.
- Hırsız yakalanır sokak, site sakinleri linç eder.
- Tacizci yakalanır ahali linç eder.
- Müşteri dolmuş şoförü ile tartışır şoförler linç eder.
- Sporda linç
- Siyasette linç
- Çevrecilere linç
- Grev / direniş/gösteri yapanlara linç
- Hastanede sağlık görevlilerine linç
- Okullarda eğitimcilere linç
- Kadınlara linç…
Devletin güvenlik birimleri ne için var?
Devletin yasaları ne için var?
Devletin mahkemeleri ne için var?
Avukatlar, yargıçlar ne için var?
Hadi hayırlısı…