Türkiye’de çevre sorunu demokrasi kadar, ekmek kadar, aş, iş, yaşam kadar öncelikli. Çevre ve doğa dostu insanlar zor koşullarda mücadele sürdürüyorlar.
STK’lar, akademik ve meslek odalar içinde iş- ekmek- özgürlük için örgütlenme, mücadelenin içinde yer alma insan kalmanın kendisidir.
Sayıları yüzbinlere dayanan çevre ve doğa dostu insanlar Türkiye’nin dört bir yanında yaşam ve yerleşim alanlarında canları pahasına mücadele sürdürüyorlar.
Daha ilerisine giderek, azımsanmayacak kadar yaşamını bu mücadeleye adayan onurlu insanlar adlarını tarihe yazdırdılar. Gece- gündüz; HES, JTS, rüzgar türbini, yapılaşmaya, talana, tahribata…, karşı akar suyunu, toprağını meyve ağaçlarını, deniz koylarını, ormanlarını… onurluca koruyan köylüler var.
Şehirlerde, çarpık yapılaşmaya, parklar, yeşil alanlar ve mesire yerlerinin imara açılmasına karşı mücadele eden duyarlı insanlar var.
Bu mücadelenin içinde yer alan, doğa ve çevreci ahlakı ile yaşam sürdürenler insanlığın onurudurlar.
Toplumsal mücadelenin gürleştiği dönemlerde uyuz tilkiler üzerlerine geçirdikleri postla insanların içlerine sızarak kendilerine yaşam alanı açarlar.
Kendilerini, ticaretçi, çevreci, siyasetçi, ekonomist, öncü, önder… ilan ederler. Kendilerini her derde deva görürler. Her işten anlarlar. Her zaman baş rol isterler.
Konuşmak için açık mikrofon ararlar. TV ekranlarında, toplantılarda görüntü vermek için Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin Erdoğanın yanında kadraja girmeye çalıştığı misali kendilerine yer ararlar.
Bu güruh çevre mücadelesi veren duyarlı insanların içine sızıyor.
Gündüz çevre katliamı, talanı yapan şirketlere karşı mücadele eden çevreci STK’lar içine sızarak, en önde görünme çabası verirler. Gece, ündüz eylem yaptığı şirketlerle pazarlığa girişirler.
İş yapamayan otel sahipleriyle para karşılığı anlaşarak rakip otellere karşı kargaşa ve kaos yaratmaya çalışırlar. Bu tür provakatif eylemler çevreci mücadeleyi yaralar. Toplumsal eylemin büyümesinin önüne set olur.
Bunlar tilki kurnazlığı ile orta oyun kurarak gelişen toplumsal çevre duyarlılığını provoke ederler. Eylem bitiminde efendileriyle dehlizlerde buluşarak önlerine atılan ödüllerini alırlar.
Bir süre sonra duyarlı çevreci örgütler içinde hasıl olan bu uyuz tilkiler kuyruğu sıkışınca kendilerini acındırır, tüy döküp, titremeye başlarlar!
Yalan, yapay, bencil, bireyci tutum ve sahte söylemlerle kendilerine ortam yaratırlar. Sinsice katıldıkları her mücadelede tavuk kümeslerini belirleyerek kendilerine konum atan uyuz tilkiler, sonrasında ödül toplamayı çok severler.
Hasıl olmuş bu yaratıklar her alanda teşir edilerek oyunları bozulmalıdır.
Hasıl olmuş uyuz tilkilerin çıkardıkları tin sesine seyirci kalınmamalı. Hastalık yayar, virüs bulaştırırlar. Bunlar açığa çıkarılmadığında toplumsal mücadele geriler, zayıflar, zarar görür.
Hadi hayırlısı…
Doğa ve çevre için mücadele eden örgütleri zan altında bırakan bir yaklaşım olmuş. Tabii her örgütlenmede çıkarcı, kariyerist, oportunist kişilere rastlanır. Gördüğünüz bir olay var sanki daha somut anlatsanız daha iyi olurdu.