Dortmund’da Abbas hoca, Malatya’da senin de birlikte gençlik çalışması yaptığımız Köln’den Orhan Demirel’den sonra demek sende gidiyorsun Orhan Bayram yoldaş!
Yer yüzünün gök yüzü olduğunu görmeden
Motorlarımızı maviliklere sürmeden
o büyük gün geldiğini bedenen yaşarken görmeden
demek sende gidiyorsun Orhan yoldaş.
Orhan Bayram yoldaş!
En inançlısı,
En dirençlisi,
İçimizde en coşkulu olanlarımızdandın…
En hızlı koşanlarımızla koşan, yol yürüyenlerimize yoldaş olandın. Görev alan, sorumluluk üstlenen, çözüm
üretenlerimizdendin…
Ah be Orhan!
Hekimhan’da ilk Hasan Doğan’ı Çulhalı’da toprağa verdik. Davulku’dan Veysel Güney Gaziantep zindanlarında sloganlar haykırarak yağlı urganı göğüsleyip tekmeledi sehpayı. Güzelyurt’dan Ali İşçi düştü toprağa. Ankara garı katliamında, Karadere’den Ata Önder Atabay, Akmağara’dan Mehmet Ali Kılıç’ı uğurladık.
Demek şimdi de sen gidiyorsun!
Zurbahan’dan doğan güneş Yücekaya’nın üzerine geldiğinde sizlere selam duracak.
Orhan yoldaş!
Ayakkabıcı Topal Duran’ın askeri botlarımızın tabanına çaktığı pençe diye tabir edilen metallerin çıkardığı sesler ile; Bağyolu, Karabayır, Kalfa gediği, İstasyon caddesinde volta atışlarımız. Askeri parkelerimizi döven rüzgara yürürken, gözlerimizdeki ışıkla uğurluyoruz seni yoldaşım. Denizlere, Erdallara, Metinlere…kavuşuyorsun!
Gençliğimizin heyecanı!
Yoksul öğrenci evlerinde başlattığımız okuma gurupları içinde harmanlanan devrimci kelimeleri belleğimize işleyerek, ideallerimizin peşi sıra yürüdük. Esen rüzgara savrulmadan, geride kalanları gale almadan, her koşulda inanç ve direnç göstererek ideallerimiz ile büyüdük. Evet, ideallerimizi henüz gerçekleştiremedik. Ancak, devrimci yaşam bizleri; iyi insanlar, babalar, anneler, kardeşler, eşler, komşular, arkadaşlar… yaptı.
İnsan doğası gereği elden ele taşıdığımız bayraklara sarılarak tabiatın bağrına taşınarak, bizden önce gidenlere kavuşacağız.
Sende erken gidiyorsun be Orhan!
Okuma günlerinde devrimci kelimeleri tane tane dağarcığımıza topladık. Felsefe, diyalektik, strateji - taktik okuduk.
Halkın Kurtuluşu’nun Hekimhan’da ilk neferlerindendik. Yoldaşlığı öğrenmeye, devrimci duyguları yaşamaya aynı dönemde başladık.
Halkın Kurtuluşu sloganlarını Hekimhan’da ilk yazan yoldaşlardandık. Üzüm bağları çabalayarak para kazanıp, kitap evi açma çalışması yapanların içindeydik.
Sözüm söz yoldaş!
Öğrencilik yıllarımızda “ben öldürülürsem adımı Kalfa gediği’nden Hekimhan’a girişine , Orhan yoldaş ölümsüzdür” yazmamızı vasiyet ederdin. Hekimhan’a ilk gittiğimde veya orada yaşayan yoldaşlarıma rica ederek isteğini yerine getireceğim.
Üç kişilik anımız vardı!
Devrimci Yol’dan arkadaşların Hekimhan’da yağlı boya ile yazılama yaptıklarını gördüğümüzde birlikte bakıp imrenmiştik. Devrimci Yol’dan öğretmen, memur, bürokrat, çalışanlar vardı. Biz gençlik düzeyinde paramız olmadığı için arabalardan çıkan yanık yağlara katkı maddesi ilave ederek koyulaştırır duvarlara yazılama yapardık. İkinci bir renk seçeneğimiz, yağlı boya alma olanağımız olmadı.
Orhan bir sabah yanına aldığı iki kişi ile bana deldi. Karabayır’da bir inşaat için Fetiyeli Süleyman’ın kamyonundan tuğla indirme işini almıştın. Tuğlayı dört yoldaş birlikte kamyondan boşalttık. Karşılığında aldığımız para ile kırmızı ve siyah renkten iki kilo yağlı boya, iki fırça aldık.
İkinci günü duvar yazılaması için plan yaptık. Sen ve … Patlakçı (ismini hatırlayamadım köy katibinin oğlu) gözcülüğü üstlendiniz. Yazımın güzel olması nedeniyle yazma görevi doğal olarak bana kalmıştı. Duvarlara kırmızı renkte sloganlar yazarak siyah boya ile gölgelendirecektik.
Ben topal Memet’in manav dükkanından aldığım naylon torbayı elime takıp ‘Halkın Kurtuluşu Engellenemez’ sloganını yazmaya henüz başlamıştım. HAL’den oluşan üç harf yazdım. Dördüncü harf olan K yı tamamlıyordum. Sizden birinin ıslık çalmasının ardından silah sesleri duyuldu. Yeni açtığımız bir litrelik kırmızı boya ve henüz kapağını açmadığım siyah boyayı, fırçayı duvarın önüne bırakarak kaçtık. Sonra karanlık bir alandan polisleri izledik. Polisler boyaları ve fırçayı yanlarına alarak polis cipine binerek uzaklaştılar.
Biz o gece, Polislerin boyaları alıp evlerine götürmeden veya karakolda kullanmadan önce nasıl geri alırız konusunda kafa yormaya başladık.
Ben dayımın lokantasından karakola sürekli yemek siparişleri götürdüğüm için boyanın yerini öğrenme görevi aldım. İki gün sonra yemek siparişlerini götürdüğümde boyaların ve fırçanın evrak odasında olduğunu gördüm. Yemek boşlarını evrak odasına bırakmalarını, geç vakitte alacağımı söyledim. Mesai saati sonrası karakolda az sayıda nöbetçi polisler olurdu.
Akşam geç saatlerde adliyenin altında bulunan polis karakoluna yemek boşlarını almaya gittim. Tabak, bardak, kaşık, çatalları tepsiye koydum. Hazırlıklı gitmiştim. Cebimden çıkardığım siyah naylon torbaya krom çorba kaselerini arasına boyaları ve fırçayı yerleştirdim. Tam evrak odasından çıkıyordum, polis Arif boyaları aldığımı sezmiş olmalı ki, “Ali aldıklarının karşılığında bir 70’lik rakı borcun oldu.” Dedi. Ben Polis Arif’in yüzüne bile bakmadan karakoldan hızlı adımlar ile çıkıp lokantaya gittim. Yemek boşları dolu tepsiyi lokantaya bıraktım. Siyah poşetten kaseleri çıkardım. Saat hayli geç olmuştu. Kırmızı ve siyah boyaların bulunduğu siyah torbayı elime aldım. Belediye pasajının yakınında bulunan Emek lokantasından çıkıp yürüyerek çınarlı kahveye yakın iki katlı kerpiç evde annesi ve kardeşi ile yaşayan Orhan ‘nın yanına gittim.
Polis karakolunda rehin tutulan boyaları özgürleştirmemizi o gece bira içerek kutladık.
Onurlu yaşamına selam olsun!
Orhan Bayram yoldaş!
Uğurlar olsun !
…Hadi hayırlısı!
Harika bir yazı olmuş.emejleri geçenleri kutluyorum. Kim bilir benzer ne kadar yaşanmışlıklar vardır. Bu yazıyı paylaşarak okuma fırsatı versigin için sana da teşekkürler Esmaciğım.
"Öğrencilik yıllarımızda “ben öldürülürsem adımı Kalfa gediği’nden Hekimhan’a girişine , Orhan yoldaş ölümsüzdür” yazmamızı vasiyet ederdin" Sayın Gültekin Orhanımızın bu vasiyetini oradaki yoldaşları yerine getirmeli ve bunu fotoğraf ve video ile kaydederek tarihe not düşmenizi rica ediyorum. Selam ve saygılarla...
Orhan yoldaşımızı bugün sonsuzluğa uğurladık. Yoldaşımızın devrim ve sosyalizme olan inancıyla daima mücadelemizin en önünde bizlerle olacak...