Usta yazar Yaşar Kemalin sözleriyle başlayacağım;
Bir bahçede hep aynı çiçekten olursa o bahçe güzel olmaz. Sen, ben, o varız diye güzel bu bahçe. Koparma farklı çiçekleri, kalsın renkleriyle, kokularıyla
Bazı zamanlar yaklaşınca; Türkü, Kürdü, Çerkezi, Lazı kardeştir diyenler, her nasıl oluyorsa o zaman gelince kendilerinden olmayan her sesi kısmak istiyorlar. Bir yazımda benzerini dile getirmiştim bizim mahallemizde olmayan komşumuz değil mi diye, şimdi yine aynı şey yaşanıyor; bizim memleketlimiz olmayan kardeşimiz değil mi? Dilimiz farklı, duyduğumuz farklı, rengimiz başka başka diye biz kardeş değil miyiz, hepimiz Âdem ile Havvadan gelmiyor muyuz?
Daldaki kuşa verdiğimiz selam kendi dilinde olmasa almaz mı selamımızı, gökyüzündeki bulutlar herkese aynı yağmaz mı? Aslında bunun sebebi ortadadır çünkü bazı insanlar sevmezler, sevmeyi bilmezler (hep çıkarları ile hareket edenler sevmeyi ne bilsinler), o yüzdendir farklı olana kötü bakmaları, ayırmaya çalışmaları ama hatırlamalıyız biz Anadoluyuz, Anadolu insanının özünde sevgi vardır, ayırmadan severiz Ne olursan ol, yine gel diyenin soyu bizleriz. Yine Bozkırın tezenesi Neşet Ertaş şöyle demiş: Sen sev, o seni sevmezse sevmesin. Sevgi sevenin, yüreğinde uyanır.
Biz o sevgiyi yüreklerde uyandıracak olanlarız, hangi dilde olursa olsun Türkülerini şarkılarını özgürce söyleyen ve söyleyecek olan, farklı olana hor bakmayan, ayırmadan sevenleriz Biz Dünya çocuklarına armağan edilmiş tek bayramın şanslı sahipleri çocuklarız, bayramını Dünyanın her tarafından farklı renkte, dilde kardeşleriyle kutlayan o çocuklar büyüdü Mustafa Kemal Atatürkün onlara armağan ettiği Gençlik bayramlarını kutlayacaklar. Biz o bahçedeki genç çiçekleriz, kendisiyle aynı değil diye yadırgamayan, batmasın diye dikenini sakınan, güneşini kesmesin diye dalından koruyan, farklı olanla birlikte hür büyüyen gençleriz.
Kardeşlik de sevgi gibi yürekte büyür. Yüreğinde binbir çiçeği büyütecek sevgisi olan genç kardeşlerimin bayramı, bayramımız kutlu olsun.