Akit yazdı...
RTÜK ceza verdi.
Mahkeme onayladı.
Dizi yayınlanmadı...
(Önce bir hakkı teslim edeyim.
Bu Dizinin senaristi Adaşım NECATI ŞAHİN'dır.
Çorum doğumlu Şükrü Necati Şahin.
Benim yazdığımı sanan, kutlayan dostlar oldu epeyce.
Wikipedia da ben ile Adaşımı karıştırmış epeyce. Hakkını teslim etmeliyim Adaşımın.
Başarılıdır. Kutluyorum..)
KIZIL KONCALAR'a Neden saldırırlar?
Eskiden olsa adındaki "KIZIL" kelamı derdik.
Epeyce "Kızıl" bayatlayıp sarı, yeşil olunca "Kızıl" onları korkutmuyor gayrı.
Ya...?
"Ya" şudur.
Dizi "tarikat" konusuna girmiş.
Tarikatları sevimsiz gösteriyormuş.
Böylece
Toplumun milli ve manevi değerlerine saldırıyormuş...
Öyle ya, Toplumun "milli" değerleri faşist odaklara, "manevi"yatı tarikatlar teslim...
Dizi, Kuran Kursunda bir çocuğa "şamar" atıldığını gösteriyormuş da...
Yahu,
bu memlekette,
kimi Kuran kurslarında
Çocuklara neler yapıldığını sağır sultan bile duydu, biliyor...
Bu memlekete
"Şamar", eğitimin vazgeçilmezi olduğunu, okulda, kışlada, mapus damında, ailede yaşamayan mı kaldı...
Bu memlekette
"Osmanlı Tokadı" diye bir deyim kutsanarak devam etmiyor mu?
Bu memlekette
tüm iktidarlar vatandaşına "şamar" atarak hüküm sürmediler mı? Sürmüyor mu?
Devlet "Şamar"dır .
Vatandaş "yiyen"dır..
Kızıl Goncalara saldırının asıl nedeni;
"Laik-Tarikat" ailelerin yaşamlarını işlemesidir.
Bilim - Hurafe çelişkisini göstermesidir...
Tarikatların Devlete, iktidara, kurumlara çökmesini yansıtmasıdır...
Peki bunları bilnmiyor mu? Biliniyor...
Ancak, sanatın büyüsü ile dile getirilmesi tehlikeli, çok tehlikelidir...
Sanat büyülüdür, güçlüdür...
Kiminin umududur...
Kiminin de korkulu rüyasıdır...
Sanatsız kalmayın...