Her yerden , her taşın altından cemaatlerin çıktığı dünyanın başka hiçbir ülkesi yoktur herhalde.
Üç harfli marketler konuşuluyor altında envaitürlü cemaatler çıkıyor.
Eğitim kurumları konuşuluyor, liseler hemde özel liseler cemaatler çıkıyor.
Özel üniversiteler konuşuluyor her biri bir başka cemaatin.
Bunlar yetmezmiş gibi milli Eğitim Bakanı bazı vakıflarla protokol imzalıyor karşımız cemaat ve tarikatlar çıkıyor.
Kurslar, dersaneler hepsi cemaat ve tarikatların .
Hangi vakıfa baksanız bir cemaatin.
Devletle, belediyeler ile iş yapan, oralardan ihale alan şirketlere bakıyorsun mutlak bir tarikat ve cemaat bağlantısı var.
Eğitimde, ticaretten sonra valisi, kaymakamı,memuru, emniyette hatta askeriyede sarılı cüppeli generaller
Devletin her kademesi tarikat ve cemaatler.
Atatürk "Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz." demiş ama heryerde tarikat ve cemaatlerle dolmuş.
Şeriatın uygulandığı İslam ülkelerinde bu kadar cemaat ve tarikat yoktur.
Lafta burası laik Türkiye Cumhuriyeti ama heryer cemaat ve tarikat kaynıyor.
Tarikat ve cemaatler için dini kurumlar diyorlar ama
Eğitimde cemaat, ticarette tarikat, siyasette tarikat yahu bunlar ne zaman din , tasavvuf işleri ile uğraşıyor ki.
Çocuklar tecavüz edilir bunların kurslarında.
Kızlar çocuk yaşta evlendirilir, tecavüz edilir bunlarda.
Çocuk yaşta kendi kızını evlendiren cemaat lideri, kendisine emanet edilen, kurslarına gelen kız çocuklarına ne gözle bakıyordur.
Kadınlar , kız çocuklarına, hatta erkek çocuklarına cinsel obje olarak gören
tek dertleri bir yolunu bulup cennete girip hurilere kavuşmak olan bu sapıklara bir çözüm bulunmalı.
Fetöden kurtulduk, fetö deşifre oldu derken her yerden mantar gibi yeni, eski tarikat ve cemaat çıkıyor.
Tarikat ve cemaatler yetmiyor birde yüzlerce kolu çıkıyor.
Mitoz bölünmeyle çoğalıyorlar sanki.
Atatürk'ün "Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz." vasiyetini kime hatırlatalım.
Herkesi, Atatürk'ün Gençliğe Hitabe'sini yeniden okumaya davet ediyorum.