Türkiyede Bradley Faktörü Kaç?
Türkiye için hayati öneme sahip 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri kaybedildi.
Muhalefet ve Chp seçim yenilgisinin nedenlerini tartışması yapmadan, tahlillerini yapmadan, eleştiri ve özeleştiri sistemini çalıştırmadan lider değişim tartışmalarına başladı.
Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu seçim öncesinde tüm anketlerde 8-10 puan(%54-56) önde gözüküyordu ama seçim sonunda 4 puan fark yedi.
Tüm anket firmaları ve muhalefet nerede yanıldı. Çünkü hiçbiri Türkiye için Bradley faktörünü hesaba koymadılar.
Nedir bu Bradley faktör?
1970 lerde Bradley adında zenci Kaliforniya valiliğine aday oluyor. Seçim öncesinde büyün anketlerde 10 puan önde.
Sandıkta oy kullananlar arasında yapılan ankette bile herkes "Ben Bradley"e oy verdim diyor.
Fakat Bradley açık farkla kaybediyor.
Çünkü Amerikada insanlar Bir zenci adaya oy verir misiniz? sorusunu Siz ırkçı mısınız? sorusu olarak algılıyorlar ve bu soruya Hayır, oy vermem cevabı vermelerinin Evet, ben ırkçıyım anlamına geldiğini düşünüyorlar; o yüzden de anketlerde yalan söylüyorlar.
Onun için zenci aday söz konusu olduğunda orada hep bir Bradley faktörüne ihtiyat payı bırakmak gerekiyor.
Obama seçildiğinde bu oran 3-4 puana kadar düşmüştü.
Kemal Kılıçdaroğlu aday olduğunda da, Türkiyede adayın alevi olduğunda gerekli olan Bradley faktörünü hesaba katılması gerekirdi.
Hiç kimse alevi- sunni kardeşliğinden, adayın alevi olmasının sonuca etki etmediğinden bahsedemez.
Alevinin kestiği hayvanın etini yemeyenleri, aleviye kız vermeyenleri, Madımak'ı, Çorumu, Maraş'ı hesaba katmadan bu ülkede siyaset yapamazsın.
Chp ve Kılıçdaroğlunun oy aldığı illerin haritasına da bakarsanız bu faktörün etkisini görürsünüz.
Erdoğan'nın "Alevi olduğunu söylemiyor" vb. kışkırtmaları karşısında alevi olduğunu açıklaması bu yetmezmiş gibi bazı çevrelerce peygamber soyundan geldiği, seyid, dede olduğu söylenerek dindarlık yarıştırılmasının olumsuz etkileri de oldu.
Saadet partisinin, Gelecek partisinin, Deva partisinin seçmen tabanının tam katılımlı olarak Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğluna oy verdiğini kim söyleyebilir.
Davutoğlu halasını bile Kılıçdaroğluna oy vermeyi ikna edemediğini itiraf etmedi mi?
Seçimden önce Kemal Kılıçdaroğlu 5-6 puan önde gözüktüğüne ve seçim sonucu 4 puan fark ile seçimi kaybettiğine göre demek ki bu ülkede de anketlere en az 10 puanlık Bradley(alevi) faktörü koymak gerekiyormuş.
Kılıçdaroğlu'nun adaylığı kadar Saadet, Gelecek, Deva partililerin CHP listelerinde milletvekili aday gösterilmesi de en büyük hatalardan biridir.
Bu partilerin tabanı hayatlarında hiçbir zaman CHP ye oy vermemiş, vermesi mümkün olmayan seçmen gurubu.
Bu seçmen seçimde kendi partisini ve liderini oy pusulasında görmeyince, Cumhur ittifakında kendisine en yakın partiye ve lidere oy vermiştir. Cumhur ittifakı üyesi Yeniden Refah Partisi ve MHP'nin aldığı oylar incelendiğinde bu gerçek görülebilir.
Ortak listede seçime girme simülasyonunu yapan ve bunu Millet İttifakına dayatan sorumluların bunun hesabını vermesi gerekir.
Türkiyede seçmen o kadar ayrıştırıldı ki (konsolide oldu)? Geçirgenlik de yok oldu. Akp'den vazgeçen bir seçmeni Deva, Gelecek ve Saadet partisine oy verdirebilirsin ama onun CHP'ye oy verdiremessin.
Çünkü onların gözünde Chp din düşmanı, kuranı yasaklayan, camiler ahır yapan bir parti.
Siyasi partilerin, siyasi liderlerin toplumun kutsal değerleri üzerinden toplumu ayrıştırmaktan ve diğer partileri düşmanlaştırmaktan vazgeçmesi gerekir.
Millet ittifakı gibi bir cepheyi örgütleyebilen aklın Cumhurbaşkanı adayı ve Milletvekili listeleri konusunda bu kadar acemice davranması affedilmez bir hata.