Yüzüncü Yılında Türkiye Cumhuriyeti
Cumhuriyetin 100. yılı nedeniyle yapılması gereken kutlama ve etkinlikler Gazzedeki savaş bahane edilerek iptal edildi.
Tek adam iktidarının Cumhuriyetin 100. yılı için hiç etkinlik yapmaması eleştirilere maruz kaldı.
Ama unutulan bugün iktidarın Türkiye Cumhuriyeti ve değerleri ile sorunu olan onu tasfiye etmek için 20 yılllık iktidarlarında ellerinde ne gelirse, yapabileceklerini yaptıklarıdır.
Onlar bu 20 yıllık iktidarında Cumhuriyetin değerleri ve ilkelerini tek tek tasfiye ederken Atatürk'çü, Kemalist ve kendini Cumhuriyetçi laik olarak tanımlayanlar ne yaptı.
Cumhuriyetin kaleleri tek tek fethedilirken, değerleri yok edilirken tasfiye edilirken biz Cumhuriyet sevdalıları ne yaptık.
Onların çelişkisi, yok etmek istedikleri Türkiye cumhuriyetinin adı cumhuriyet olmasıyla değil bizzati Cumhuriyetin ilkeleri, devrimleri ve kazanımlarıyla.
Bunu her vesile ile dile getirdiler ve onları yok etmek için de çalıştılar.
Dünyada adı cumhuriyet olan bir sürü devlet var, İran cumhuriyet, Suriye cumhuriyet, Mısır cumhuriyet vb. Türkiye Cumhuriyetinin farkı, ilkeleri ve devrimleridir.
Türkiye Cumhuriyeti laik , demokratik bir sosyal devlet olarak kendini tanımlamış ve kurulduğundan sonraki 80 yılda eksikleriyle beraber yasalarıyla, kurumlarıyla bu yolda ilerlemeye çalışmıştır.
Medeni Kanunun dururken, tarikat liderlerinin, din adamlarının kadın hakları konusunda görüş ve fetvalar verirken,kapatılan Tarikatlar ülkede darbeye teşebbüs edecek kadar kadrolaşıp tüm devlet kurumlarına hakim olurken, kapatılan Tekke Ve Zaviyeler medreseler eğitim kurumlarını yerini alırken, Laiklik tu kaka edilirken, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile sağlanan eğitim birliği yerine her yerde tarikat okulları yükselirken ne yaptık.
Atatürk ilkeleri aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetinin ilkeleridir.
Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Devletçilik, Devrimcilik bu ilkeleri hatırlayan var mı?
Atatürkün Türkiye cumhuriyet'inden sonraki en büyük eserim dediği Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bile bu ilkeleri hatırlıyor ve sahip çıkıyor mu?
Türkiye Cumhuriyeti ilan edildiği gün ülkenin idari yönetim biçimi de şekillenmiştir. Bakanlar kurulu ve Cumhurbaşkanlığı kurumları cumhuriyetin ilanı ile ortaya çıkmıştır. Cumhuriyet, kuvvetler ayrılığını ve yasama ile yürütmenin ayrılması ilkesine dayanmıştır.
Kuvvetler ayrılığı yok edilip tek adam rejimi kurulurken ne yapabildik.
Zengini fakiri tüm halkın evlatlarının görev aldığı, peygamber ocağı dediğimiz milli, halkın ordusu yok edilip, laiklik,demokrasi ve cumhuriyet düşmanı tarikat ve cemaatlerin orduya doluşmasına hatta darbeye kalkışacak aşamay agelmesne engel olabildik mi, sesimizi çıkardık mı?
Laik demokratik eğitim sistemi yok edilirken, özerk üniversiteler yok edilirken, yasama ve yargının yürütmenin emrine gireceği şekilde yasalar düzenlenirken, yürütme de tek adama bağlanırken, engelleyebildik mi?
Genç Türkiye Cumhuriyetinin imkansızlıklar içinde yabancılarda parasını ödeyip millileştirdiği limanlar, tersaneler, elekrik idareleri vb. işletmeler satılırken ne yaptık.
Atatürk adını taşıyan havaalanı,stadlar ve kurumlar tek tek kapatılıp yok edilirken, Atatürk'ün mirasları yok edilirken ne Cumhuriyetçiler, Atatürkçüler ne de Türkiye Cumhuriyeti kendini koruyamamıştır.
20 yıllık AKP iktidarında meydanlara, caddelere, hastahanelere vb.Türkiye Cumhuriyet'i düşmanlarının adlarının verilken Atatürk adının olduğu eserler tek tek yok edilmiş, kapatılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratk ilkeler yerine islamcı bir yapıya doğru evriliyor ve bunu kendini milliyetçi olarak tanımlayan partilerin de desteği, Atatürkün kurduğu partinin aymazlığı ile tek adam, saray rejimi, Akp iktidarı yapıyor.
Sadece Türk gençliği değil, tüm laik demokratik Türkiye Cumhuriyetinden yana olanlar Atatürk'ün gençliğe hitabesi bir kez daha okumalıdır.
"Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler."
ABD emperyalizminin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) eşbaşkanının 20 yıldır yönettiği Türkiye Cumhuriyeti, kuruluş ilkelerine göre değil BOP amaçlarına göre idare edilmekte ve şekillenmektedir.
"Milli Görüş" gömleğini çıkaranlar, BOP gömleğini giymiş ve Türkiye Cumhuriyeti'ni de ılımlı islam gömleği giydirmek için çalışmaktadır.
100. yılında Türkiye Cumhuriyeti, dönülmez akşamın ufkuna doğru ilerlemektedir.
Heryerden hilafet ve şeriat sloganları yükseliyor.
Milli Eğitim BakanıYusuf Tekin ne güzel açık açık, tane tane, hemde meclis kürsüsünden söyledi:
"O sizin yaşadığınız eski Türkiye o bitti. Vedalaşın uyanın, uyanın."