Bazı konuları yazmaktan hiç bıkmamalı insan, hak aramayı hakkını alana kadar bırakmamak gibi. Sonuca ulaşana kadar mücadele etmeli. Ben de günümüzün en büyük sıkıntısını-sıkıntılarını yazmaya devam edeceğim.
Gençleri yazacağım... Yanlış anlaşılmasın sıkıntı olanlar değil, sıkıntıda olanlar gençler. Kafalarında tek bir soru işareti olmadan rahat yaşayamadıkları her bir günü, korkmadan yürüyemedikleri sokakları yazacağım Paraları olmadığı için yaşadıkları şehrin göremedikleri semtlerini, binemedikleri vapurları, yanı başında duran denizi bile görememiş olanları, dahasını
Örneğin üniversite çağındaki gençler; çoğu ailesinin gücü yetmediği için istediği üniversiteye gidemiyor hatta üniversiteye gidemiyor, şansı biraz yaver gidenler yakınında bulunan ve aslında hakkı olduğu halde memnun olmadığı bir üniversiteye mecbur kalıyor. Okula gidenler kitap alamıyor, kitap alanlar otobüs biletlerinin pahalılığından memleketine dönemiyor ya da birkaç ay geç dönüyor, zaten ağır basan aile özlemi bir de maddi baskıyla dayanılmaz bir hasrete dönüşüyor, neresinden tutsak elimizde kalıyor.
Vermeden almayı adet haline getirmiş bir topluma dönüştük, üretmeden tükettik, sadece maddi şeyleri tüketmedik elbette neşemizi, geleceğe olan umudumuzu da tükettik, yeni kıvılcımlanmış yüreklerin ışığını, aydınlık yarınlara gidecek yolları tükettik Mutlu etmedik hiçbir genci ama hep güler yüz bekledik Bir şeyleri hep bekledik Yol insana gelmez, yola gidilir hiç düşünmedik.
Kıssadan hisse; yürüyeceği yolların ışıklarını kapattığımız gençlerin cesur olmasını bekledik, cebinde parası olmayanları paylaşmayı bilmiyor diye için suçladık, deniz görmeyen birisinden denizaltı yapmasını beklemek ne kadar anlamlıysa, mutluluğu tattırmadığımız her gençten umutlu bir gelecek beklemek de o kadar mantıklı, yine fark etmedik.
Yazılarımda alıntı yapmayı seviyorum çünkü okudukça anlıyor, anladıkça var oluyoruz buna inanıyorum Oscar Wilde: Hürriyete, kitaplara, çiçeklere, güneşe ve aya sahip biri nasıl mutsuz olabilir? der. Evet, belki bazı zamanlar güneşe sahip oluyoruz, bazen aya, bazen bir parkta bir çiçeğe, paramız yeterse bir kitaba hatta peki ya ışığını söndürdüğümüz bir yoldan nasıl ulaşılır Hürriyete?
Biraz mutluluk verebilirsek eğer, gülen birkaç genç yüzün ışığıyla ulaşırız hürriyete sonra mutluluğa...