Bir Video, Bir Çığlık, Bir Gerçeklik
Olay anına ait görüntülerde duyulan, sevgili Özlem’in çığlığı;
bu ülkede kadının yaşadığı tedirginliği değil,
trafikte gelinen vahim tabloyu gözler önüne seriyor.

Bu cümleyi kurmak kolay değil. O görüntüleri izlemek ise çok daha zor.
Çünkü o çığlık, sıradan bir korku anının sesi gibi duyulmuyor.
Kamuoyuna yansıyan haliyle, trafikte yaşanan bir gerilimin,
bir kadın üzerinde yarattığı derin korkunun sesi olarak hafızalara kazınıyor.
Bursa’da Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur’un yaşadıkları,
basit bir yol verme tartışmasının ötesinde, trafikte artan gerilimin ve
tahammülsüzlüğün geldiği noktayı düşündürüyor.
Görüntüler, uzun süredir tartışılan trafik magandalığı meselesini bir kez daha
ülke gündemine taşıyor.
DİREKSİYON BAŞINDA KURULAN BASKI ALGISI
Görüntülere yansıyan davranışlar ve kullanılan dil,
yalnızca bir kişiye yönelmiş gibi görünmüyor.
O an yaşananlar, kamusal alanda bulunan birçok kadının
kendisini güvende hissetme hakkının ne kadar kırılgan olduğunu hatırlatıyor.
Trafik, ne yazık ki artık sadece bir ulaşım alanı değil;
kimi zaman güç gösterisinin, kimi zaman da kontrolsüz öfkenin sahnesi haline geliyor.
Bu ortamda en fazla tedirginlik yaşayanların başında ise kadınlar geliyor.
BU BİR ÇIĞLIK DEĞİL; BİR UYARIDIR
Bir kız babası olarak o videoyu izlerken zihnimden tek bir soru geçti:
Bir baba kızını hangi sokakta, hangi trafikte gerçekten güvende hissedecektir?
O çığlık bana şunu düşündürdü:
Kadınlar bu ülkede yalnızca dikkatli olmaya değil,
sürekli tetikte yaşamaya zorlanıyor.
Trafikte, sokakta, kamusal alanda yaşanan en küçük gerilim bile
ciddi korkulara yol açabiliyor.
Bu tablo, kadına yönelik şiddetin yalnızca evlerle sınırlı kalmadığını;
kamusal alanlarda da hissedilir biçimde varlık gösterdiğini düşündürüyor.
BUGÜN ÖZLEM BODUR, YARIN BAŞKASI
Bugün kamuoyuna yansıyan bu olayda Özlem Bodur vardı.
Yarın başka bir kadın, başka bir genç, başka bir aile olabilir.
Her yaşananı “bireysel” olarak nitelendirdiğimiz sürece,
bu korkuların azalması mümkün görünmüyor.
Bu ülkede geri adım atmadan kamusal alanda var olmaya çalışan her kadın,
aslında kız çocukları için daha güvenli bir gelecek mücadelesi veriyor.
Dileğim, Özlem’in yaşadığı bu sarsıcı deneyimin, benzer olayların
önüne geçilmesi için bir farkındalık yaratmasıdır.
Çünkü o çığlık, görmezden gelinecek bir ses değildir.
O çığlık, bu ülkenin vicdanına yönelmiş güçlü bir uyarıdır.
Sevgili Özlem,
yaşadığın bu sarsıcı olay nedeniyle tüm içtenliğimle
geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum .
Bilmeni isterim ki yalnız değilsin.
Yorumlar
Kalan Karakter: