Prens Adaları’nın en kıymetlisi, İstanbulluların hafta sonu kaçamaklarının vazgeçilmezi, turistlerin uğrak noktası Büyükada… Ancak bu ada, anlatıldığı gibi sadece bir cennet değil. Aksine, hüzünlerin ve ayrılıkların izlerini taşıyan, gidenlerin geri dönemediği, sevenlerin sevdiklerini yıllarca beklediği uzaklardaki o kara parçası Büyükada.
Bizans döneminde yaklaşık yedi yüzyıl boyunca sürgün yeri olarak kullanılan ada, gözyaşı ve kanla yoğrulmuş bir geçmişe sahip. Ne işkenceler ne ölümler görmüş bu topraklar… Kızıl Ordu’nun kurucularından Lev Troçki, Stalin tarafından Büyükada’ya sürgüne gönderilmiş. Ancak Osmanlı’nın İstanbul’u fethiyle Büyükada’nın kaderi değişmiş. Devlet görevlileri artık sürgün için değil, adayı kalkındırmak için gönderilmiş. Yalılar inşa edilmiş ve ada, bir sayfiye merkezine dönüşmüş.
Adada Süleyman Demirel Rüzgârı
Adanın en güzel mimari eserlerinden biri olan Arvanitidis Köşkü, ismini ilk sahibi olan Yunanlı armatör Arvanitidis’ten alıyor. Ancak halk arasında burası, eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in köşkü olarak biliniyor. Yıllarca faytoncular, adaya gelenlerin ilgisini çekmek için bu köşkü Demirel’in yeri olarak tanıtmış. Ben de hafta sonu adaya iner inmez köşke doğru yola koyuldum. O sırada köşkün görevlisi İlyas Şahbaz ile karşılaştım. Köşkü gezdirebileceğini söyledi ve aslında buranın Demirel’e değil, kayınbiraderi Ali Şener’e ait olduğunu aktardı. Demirel’in, Cumhurbaşkanlığı döneminde yalnızca iki kez adaya geldiğini belirtti.
Köşkün odalarını gezerken dikkatimi çeken detaylardan biri, oyuncak attı. Ancak bu sıradan bir oyuncak at değildi; Demirel’in siyasi simgesi hâline gelen ‘Kırat’tı. Köşk resmî olarak Demirel’e ait olmasa da halkın gözünde onunla özdeşleşmişti. Bu yüzden herkes burayı Demirel’in köşkü olarak biliyordu. Üstelik sadece ‘Kırat’ değil, köşkün her katında Demirel’in fotoğrafları da bulunuyordu. Köşkün mülkiyeti, Ali Şener’in vefatının ardından eşi Füsun Şener’e geçmişti.
Geçmişin İzleri Anadolu Kulübü
Arvanitidis Köşkü’nden çıktıktan sonra bir tabela dikkatimi çekti: Anadolu Kulübü. Bu isim bana çok tanıdık gelmişti. Cumhuriyetin ilk yıllarında, Atatürk’ün isteğiyle Ankara’da kurulan Anadolu Kulübü’nün ilk başkanı, Millî Şef İsmet İnönü’ydü. Büyükada’da bulunan bu yer de Atatürk’ün isteğiyle satın alınmıştı.
Büyükada, Troçki’nin evi gibi geçmişin izlerini taşıyan önemli bir hazineye ev sahipliği yapıyor. Ancak bu hazineyi geleceğe doğru bir şekilde aktarabilmek için geçmişini bilmek zorundayız. ”Geçmişini bilmeyen, Geleceğe yön veremez”