’International Fashion Festival İstanbul edition 2024
17 – 20 Kasım 2024 tarihleri arasında uluslararası bir moda haftası ‘’International Fashion Festival İstanbul edition 2024’’ düzenleneceğini duyduğumda moda ve modellik sektörü içerisinde yer alan bir birey olarak ülkem ve moda dünyası adına çok sevin-miştim. Sevinmiştim diyorum çünkü organizasyonun başladığı andan itibaren önce aksaklıklar sonra da rezillikler bir bir açığa çıkmaya başladı.
Bu haberi hazırlık süreci ve üç gün üzerinden dört ana bölüme ayırmak ve ayrı ayrı ele almak sonucu net bir şekilde yansıtabilmek açısından çok önemli.
Birinci Bölüm: ortak tanıdığımız, projeye başından beri destek veren, yapımcı bir arkadaşım olan Halit Eser’den uluslararası bir organizasyonun İstanbul’da gerçekleştirileceğini haber aldığım ve onun ricası ile organizasyonun Türkiye ayağı olan tasarımcı Çiğdem Karavit ile tanıştığım andan organizasyonun başladığı güne kadar olan bölüm:
Hazırlık Süreci
İtalyan bir organizatör olan ve ‘’International Fashion Festival’’ markasının da sahibi olan Rosario Stagno ile ortak iş birliğine giren tasarımcı Çiğdem Karavit kendi anlatımı ile İstanbul’da 3 günlük bir Moda Show etkinliğine start verir.
Rosario Stagno 5 ayrı Avrupa ülkesinden 10 ayrı tasarımcı, yakınları ve bazı modelleri ile Türkiye’ye gelecek ve gelen konuklara hem İstanbul tanıtılacaktır hem de bu tasarımcılar Türk tasarımcılarla birlikte bir defile organizasyonu düzenleyeceklerdir.
Ülkem ve Moda sektörümüz adına bu girişim gerçekten de ayakta alkışlanması gereken bir girişim.
Ve tasarımcı Çiğdem Karavit yoğun bir tempoda hazırlıklara başlar. Ülke için bu önemli girişimi duyan birçok kişi de organizasyonun gerçekleşebilmesi için can hıraş çalışır, aracı olur, sponsorlar bulunur.
Otel ve konaklama denilir; Elit World Hotel Florya odalarını ve balo salonunu açar, ev sahipliği yapar. Paraf Elektrik firmasının sahibi Vedat Ece ana sponsorluğunu üstlenir, Arena reklam sahibi Gülben Atayan baskı ve backdroplarını yapar, ödüllerini basar, maddi destekler sağlar. Yetmez sponsorlar bulunur, daha çok destek verilir. Bizden rica edilir eksik modeller tamamlanır, haber desteği verilir, eksik web işleri tamamlanır. Kısacası herkes elini taşın altına koyuyor ve organizasyonun başarılı olması için can hıraş çabalar. Tabii tüm bu organizasyonun başında olan Çiğdem Karavit ise eksikler tamamlanmaya, ihtiyaçlar giderilmeye başladıkça daha çok ağlamaya başlar, o eksik, bu eksik, para eksik vb. vb. yardıma muhtaç tasarımcımız bir anda ona destek olan herkesi istekleriyle canından bezdirmeye, onları yok saymaya, her şeyi kendi yapmış edası ile hava atmaya başlar ve yazımızın ikinci bölümünü oluşturan; karşılama ve ağırlama bölümü başlar.
Konukların ülkeye gelişi, basın lansmanı ve tekne turu:
17 Kasım 2024 tarihinde modellerimiz ve basın desteği ile Elit World Hotel Florya’da saat 15:00 da yerimizi aldık. Organizasyon için var gücü ile çaılşan herkes gibi. 130 kişiden oluşan yabancı misafirlerde geldi. Kırmızı halı röportajları verildi,
Organizasyonu düzenleyen ikili ve Çiğdem Karavit bir araya geldi ve basın lansmanına başlandı. Rosario Stagno konuştu, Çiğdem Karavit tercüme etti. İtalyan, Alman, Macar, İngiliz derken sırası ile Avrupa’dan gelen tüm tasarımcılar tanıtıldı, ardından yine Avrupa’dan gelen misafirler, modeller ve koreografta tanıtıldı bol bol alkışlandı. Ardından sıra Ev sahibi otele, Türk tasarımcılara, sponsorlara ve organizasyon için var gücü ile koşturan insanların tanıtımına geldi diye düşünürken Çiğdem Karavit konuşmaya başladı: gelenlere övgüler dizip teşekkürler ettikten sonra hiç kimsenin adını anmadan lansmanı bitirmeye kalkınca tepkiler de başladı ve bu tepkiler üzerine onlarca ismin arasından bir iki tanesini zoraki lanse etme mecburiyetinde kaldı.
Organizasyon stresi denerek kırılganlıklar sumen altı edildi ve Yerli-yabancı 200 kişi boğaz turu ve yemek için tekneye geçti.
Yabancı konuklar kendileri, yerli konukların ise büyük bir kısmını ana sponsor, yine kalanını ise katılımcıların kendilerinin parasını Çiğdem Karavit’e ödedikleri yemek ve boğaz turu başladı. Yenildi, içildi. Yine yabancı konuklar tek tek sahneye alınarak uzun uzun tanıtıldı ve Türkiye’den destek olan hiç kimsenin esamesi okunmadı. Bu da yetmedi Çiğdem Karavit tarafından tekne ve yemek ücretinin ödenmediği ortaya çıktı. Tekne sahibi parasını almadan tekneyi limana yanaştırmayınca Çiğdem Karavit parayı başka yere kullandığını söyleyerek, en başından beri adını bile anmadığı Türk katılımcı ve sponsorlardan fazladan para talep etmeye ve insanları rencide etmeye devam etti. Ta ki sponsorlar yabancı konukların bu insanın sahtekarlığını tüm katılımcılara mal etmesinler diye tekne ücretini ödeyip teknenin limana yanaşmasını sağlayıncaya dek.
Tekne limana yanaştı ve yabancı konuklar otellerine, yerli konuklar ise evlerine dağıldılar.
18 Kasım 2024 organizasyon için büyük gündü ve üçüncü bölümün ana konusuydu.
Kokteyl ve defileler:
Ses ışık sahne kurulumu gerçekleşmiş, yerli ve yabancı modeller sabah 9 da prova odalarında hazır bulunmuş ve ardından provalar başlamıştı. Ama ne hikmetse tasarımcılar bir anda Türk düşmanı kesilmişti. Çiğdem Karavit tarafından yabancı ortağına set cartları gönderilen ve onaylanarak organizasyona dahil edilen Türk modeller bekletilmeye, giydirilmemeye, listeden çıkartılmaya, aşağılanmaya başlamıştı ve buna Çiğdem Karavit’te ortaktı. Ta ki modeller seslerini yükseltene haklarını arayana kadar. Bu ve bunun gibi sayısız rezillikten birkaçına değinecek olursam: Tüm ekibiyle birlikte kuaför ve make-up hizmeti veren ADAC kuaförün tüm emeği yok sayıldı, Koreograf diye lanse edilen kişi koreografi yaptırmadığı için fiyaskoya dönüşen defileler Koreograf Bekir Ayar Subaşi’nin son anda müdahalesi ile toparlanmaya çalışıldı, basına teşekkürün çok görülmesi asıl gelmekte olan rezilliğin tuzu biberi oldu aslında.
Aslında diyorum çünkü sonrasında patlak veren rezillik bunların hepsini gölgede bırakır cinstendi ki bu da yabancı misafirlerin isyanı ile açığa çıktı. Ne miydi bu skandal. En başından beri o kadar insana kapılarını açan, konaklama ve yemek ihtiyaçlarını ücretsiz karşılayan otelin ikramı olan yemeklerden Çiğdem Karavit’in para talep etmesi ve zorla bunu tahsil etmesiydi. Neyse ki tüm eksiklik ve aksaklıklarına, rezilliklerine rağmen o gün de tamamlandı ve Türk destekçilerin tümü dolandıklarını çok net bir şekilde anladı.
3. gün yabancı katılımcıların İstanbul turu ve fotoğraf çekimlerine ayrılmış, tüm planlama yapılmıştı ama unutulan bir şey vardı. Tur ve ağırlamayı karşılayacak olan sponsor yaşadığı haksızlıklar ve yok sayılmasından dolayı tüm zararını sineye çekerek çekilmiş, Çiğdem Karavit’in deyimi ile kendisini ortada bırakmıştı.
Tabi bu Çiğdem Karavit’in deyimiydi. Çünkü organizasyon gününe kadar sponsorların kapısından ayrılmayan, organizasyonun her adımını (istisnalar hariç) sponsorlara karşılatan Çiğdem Karavit, organizasyonun başladığı gün bırakın hak ettikleri değeri göstermeyi bir teşekkür bile etmemiş, resmen yok saymıştı. Ve elbette onların da bir cevabı olacaktı. Oldu da.
Sonuca gelecek olursak: Avrupa’dan gelen tasarımcı, model ve misafirler vaadedilen şeyler yerine getirilmediği için bayağı hoşnutsuz olarak ülkeden ayrıldılar ve ülkemin moda sektörüne bir eksi yazdılar.
Çiğdem Karavit tüm destekçileri bir kenara itmekle kalmadı, organizasyonlardan küstürdü, rezil etti ve sadece kendi çıkarını düşünerek hareket ederek bu işi layıkı ile yapmaya çalışan, layığı ile sponsor arayan insanlara karşı da güvensizlik yarattı. Yani anlayacağınız kendini tasarımcı olarak tanıtan Çiğdem Karavit ve yaptıkları sayesinde hem ülkemiz hem moda sektörümüz, hem de bu işe gönül veren, sponsor olan firma ve insanlarımız rezil oldu.