Bir Kadın Olarak Nasıl Bir Yönetim Anlayışı İstiyoruz?
Giyim kuşamımıza göre yargılanmadığımız, haklarımızın yazıdan öte uygulamada da var olduğu, istediğimiz saatte dışarı korkmadan çıkabildiğimiz, eşit işe karşı eşit ücret alabildiğimiz, sorunsallaştırılmadığımız laik bir ülkede yaşamak istiyoruz. Doğru duydunuz sorunsallaştırılmadığımız Bu ülke başta olmak üzere birçok ülkede kadınların sorunsallaştırılması sorunu var.Hadi canım kadınların sorunsallaştırılması sorununu da nereden çıkarıyorsun diyenler olabilir; hatırlamakta fayda var.
Hatırlamakta Fayda Var!
Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum. - Recep Tayyip Erdoğan
Benim bedenim, benim kararım diyenler feminist. - Recep Tayyip Erdoğan
Yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya. - Recep Tayyip Erdoğan
Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. - Recep Tayyip Erdoğan
Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar. - Recep Akdağ
Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masum. - Ayhan Sefer Üstün
Tecavüze uğrayan da kürtaj yaptırmamalı.Bosna'da kadınlar tecavüze uğradı ama doğurdular. - Ayhan Sefer Üstün
Kadın ahlaklı olsun, kürtaj yapmak zorunda kalmasın. - Melih Gökçek
Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün? Anası ölsün. - Melih Gökçek
Medya olayları abartıyor. Kadına yönelik şiddet algıda seçicilik. - Fatma Şahin
Evdeki işler yetmiyor mu? - Veysel Eroğlu
Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek. - Mehmet Şimşek
Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor. - Erhan Ekmekçi
Türk kadını evinin süsüdür. - Vecdi Gönül
Bizler haklarımıza sahip çıkıyoruz ama yetmez, yetmiyor. Bürokrasinin de haklarımıza sahip çıkması gerekir. Siyasilerin, acil bir şekilde eril dil yapılarını değiştirmeleri gerekir. Çünkü toplumsal dönüşümü mümkün kılmak istiyorsak değişim dilde başlar. Dilin, aktarım aracı olduğunu ve zihindeki hareket biçimimizi, toplumu etkilediğini unutmamak gerekir. Bu sözleri söyleyenleri uzakta aramayın. Dönemlerinde (kimisinin görevi hala devam ediyor) Cumhurbaşkanı, Başbakan, Aile Bakanı, Büyükşehir Belediye Başkanı, Ekonomi Bakanı, Maliye Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Sağlık Bakanı, AKP Milletvekilleri olan kişilerdi bu cümleleri sarf edenler
Kadınlar! -Mız Ekini Atamadınız Gitti!Demokrasi, eşitlik mücadelesidir.
Tam da unutuyordum, biz kimsenin kadınları değiliz. Kadınlar bu kadar basit! mız ekini atamadınız gitti!
Demokrasi, eşitlik mücadelesidir. Eğer eşit, adil ve kapsayıcı bir Türkiye istiyorsak eşit temsil siyasi partilerin kırmızı çizgisi olmalıdır.Kadın cinsiyetini dezavantaj konuma getirenler bilmelidir ki; bizler haklarımızın farkındayız söke söke alacağız.Kadından, geleneksel konumunu evde muhafaza etmesi isteniyor. Asla sorgulanamaz noktaya taşıdığınız aile kurumu üzerinden kadınlara yüklediğiniz rol ve sorumlulukların, kadını; doğurması, ev işlerindeki yükü tek başına ya da varsa kadın cinsiyetindeki diğer aile üyeleriyle paylaşması, erkeğe itaat etmesi yönünde beslediğinin farkındayız.
Hayatın Öznesi Olan Kadının Siyasetteki Yeri
Ataerkil toplumun, öznesini erkek olarak görenler, kadını nesne olarak görüyor ve kadına söz hakkı tanımıyor. Kadın, hayatın nesnesi değil, öznesi.
Partilerin tüzük ve yönetmeliklerinde bulunan kadın hakları, vekillik vb. temsil hakkı gibi ifadeler somut adımlardan uzak, soyut adımlardan öteye gitmeli. Parlamentoda yeterli düzeyde kadın temsiliyeti var mı? Elbette yok! Türkiyede siyaset, birçok cenahta erkek işi olarak algılanıyor ve bu bakış açısının bir an önce değiştirilmesi ve bu konuda somut adımların atılması gerekir.
Kadınların temsiliyetinin siyasal alan başta olmak üzere arttırılması için önce devlet güvencesinin sağlanması gerekir. Çalıştaylar, eylem planları, kamuoyu çalışmaları, listeler belirlenirken bir kadın bir erkek şeklinde hukuki yaptırıma tabii tutulacak fermuar sisteminin oluşturulması, medyadaki dilin kullanımı ve belki de saymakla bitmeyecek birçok çalışmanın yapılması gerekir.Siyasi partilerin kadın adaylara seçim süreçlerinde kampanya çalışmaları için finansal destek sağlaması gerekir.
En önemlisi de kadın hareketinin,siyasi parti farketmeksizin, kadının siyasetteki temsili konusunda ortak bir zeminde birleşmesinin gerektiği aksi takdirde kota ve tüzüklerle uygulamaya yansıdığı olumsuz tablolar değişmeyecek. Siyasal zemine indirgenen bu sorun, siyasal rejim değişikliğinden sonra güçlü bir kadın örgütlenmesiyle çözüme kavuşabilir. Kendi politikalarını oluşturan, ortak ses oluşturan, uygulamada temsiliyeti olan kadınlar İnanıyorum; elbet bir gün her şey çok güzel olacak!
İlk İş Ne Olmalı?
Kadın haklarına yönelik ilk hatırlanacak ve en önemli gelişmelerden biri Türkiyenin İstanbul Sözleşmesinden çekilmesi oldu. Şiddet olgusu, cinsiyetler üzerinden sağlanan ötekileştirici sosyal kültürel davranış modelleri ve bunları besleyici politikalarla varlığını sürdürüyor. Cinsiyet eşitsizliği ekseninde doğan güç ilişkilerinde ayrımcı bir tutum sergileyerek, kadını öteki olarak konumlandıran zihniyetin, şiddetle her gün daha da beslenerek korku hegemonyası kurmasının önüne geçebilecek adımlardan biridir İstanbul Sözleşmesi. Devlete; kişinin cinsiyeti, cinsel yönelimi, cinsel kimliği, yaşı, sağlık durumu, medeni hali, ırkı, göçmenliği ne olursa olsun ayrım yapma diyor sözleşme.İstanbul Sözleşmesinin acil bir şekilde tekrardan imzalanması gerekir.
Mevcut İktidarın Politikalarına Karşı Millet İttifakı ve İttifakın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu Neyi Vaat Ediyor?
- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını Kadın, Aile ve Çocuk Bakanlığı şeklinde yeniden -yapılandıracaklarını,
- Eğitim müfredatına ilkokul birinci sınıftan itibaren insan hakları, kadın-erkek eşitliği, aile yaşamı ve aile içerisindeki rollere ilişkin dersleri koyacaklarını,
- İşe alımlarda cinsiyetçi soruları kaldıracaklarını,
- Yaşam alanlarını, şiddet dili ve görsellerinden arındıracaklarını,
- Eşit işe eşit ücret ilkesini hâkim kılacaklarını,
- Kadını bedenen, ruhen tam bir iyilik halinde olması, kadın sağlığının geliştirilmesi adına koruyucu, önleyici, tedavi edici ve rehabilite edici çalışmalar yapacaklarını,
- 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde kamu ve özel sektörde çalışan kadınların idari izinli sayılmasını sağlayacaklarını,
- Kadın Hukuk Danışma Birimleri, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri, sığınma evleri, cinsel şiddet kriz merkezleri ve 7/24 çalışan, hizmet kapasitesi artırılmış, kullanıcı dostu, çok dilli, daha hızlı ve etkin bir alo şiddet hattı uygulamasıyla kadına yönelik şiddete karşı kurumsal bir mücadele ağı kuracaklarını,
- Kadına Yönelik Şiddetle Toplumsal Mücadele Seferberliği başlatacak, şiddetin her türüyle ilgili Önleme, Koruma, Kovuşturma ve Destek Politikaları başlıklarında etkin çözümleri uygulayacaklarını vaat ediyor.
Bunların dışında da Millet İttifakının kadına yönelik birçok vaatleri bulunmakta. Vaatlerin hayata geçirilmesinin kadınlar ve çocuklar açısından önemli kazanımları olacak.
Ortak Mutabakat Metninin içerisinde İstanbul Sözleşmesinin tekrardan uygulamaya konulmasına yönelik bir maddenin olmamasına yönelik birçok eleştiri var. Fakat hatırlatmakta fayda var ki; Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine bu konuda sorulan sorulara birçok kez İstanbul Sözleşmesini tekrardan imzalayacaklarını söyledi.
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde (8Mart 2023) CHP Genel Merkezinin kadın emekçileri ile bir araya geldiğindeİstanbul Sözleşmesini yürürlüğe koyacağız. Dolayısıyla 8 Mart, sizin açınızdan da bizim açımızdan da daha anlamlı bir tarih olacak şeklindeki yanıtı da seçime yaklaştığımız bu süreçte unutulmaması gereken bir nokta.
Kadınların hayatın nesnesi değil, öznesi olduğunu, dezavantaj konumundan ziyade uygulanan politikalarla dezavantaj konumuna getirildiklerini unutmamak gerekir. Kadınlara yönelik politikalar oluşturulurken kadın çalışmalarını yürüten STKların, sosyolog, hukukçu, sosyal hizmet uzmanı, akademisyen, psikolog, eğitmen ve ilgili meslek elemanlarının sürecin mutlaka içerisinde olması gerektiğini unutmamak gerekir. Hangi ittifak adayı seçimi kazanırsa kazansın bu husus göz önünde bulundurulup, uygulamaya dökülmelidir.
Runerm Ateş