Bilinçli Farkındalığın Ne Olduğunu Biliyor Muyuz?
Mindfulness kelimesini sık duyuyoruz
Sosyal medyada, uygulamalarda, kitap kapaklarında…
Peki gerçekten ne anlama geldiğini biliyor muyuz?
Mindfulness. (Bilinçli Farkındalık) “Zihni boşaltmak” değil,
zihni fark etmek.
Mindfulness, sanıldığı gibi “zihni boşaltmak”
ya da sürekli sakin olmak değil.
En yalın hâliyle;
dikkati şimdiki ana,
bilinçli ve yargısız bir şekilde yönlendirebilme becerisi.
Yani zihni susturmak değil,zihnin nasıl çalıştığını fark etmek.
Otomatik Pilotta Yaşamanın Bedeli: Stres, Kaygı, Tükenmişlik
Çünkü çoğumuz günün büyük kısmını “otomatik pilotta” geçiriyoruz.
Zihin ya geçmişi didikliyor ya da gelecekle ilgili senaryolar üretiyor.
Bu da beden için hiç bitmeyen bir alarm hâli demek.
Stresin, kaygının ve tükenmişlik hissinin arkasında çoğu zaman bu kopukluk yatıyor.
Bilimin Söylediği Net: Düzenli Farkındalık Beyni Değiştiriyor
Bilimsel çalışmalar, düzenli mindfulness pratiğinin beynin dikkat ve
duygu düzenleme merkezleri üzerinde olumlu etkileri olduğunu gösteriyor.
Özellikle karar verme ve duygusal dengeyle ilişkili olan prefrontal korteks
daha aktif çalışmaya başlıyor.
Yani mindfulness bir “trend” değil; beynin öğrenebildiği, geliştirilebilen bir beceri.
Önemli Bir Nokta Var:
Mindfulness yapmak, her zaman iyi hissetmek demek değildir.
Zor duygularla karşılaşmayı da içerir.
Ama bu duygulara otomatik tepkiler vermek yerine,
araya bir farkındalık alanı koymayı öğretir.
İşte asıl güç tam da burada.
Belki de bu yüzden mindfulness,
modern yaşamda bir lüks değil;zihinsel bir ihtiyaç.
Sürekli hızlanan,
dikkatimizin parçalandığı bir dünyada,
anda kalabilmek artık bir dayanıklılık becerisi.
Mindfulness kelimesini sık duyuyoruz
Sosyal medyada, uygulamalarda, kitap kapaklarında…
Peki gerçekten ne anlama geldiğini biliyor muyuz?
Mindfulness. (Bilinçli Farkındalık) “Zihni boşaltmak” değil,
zihni fark etmek.
Mindfulness, sanıldığı gibi “zihni boşaltmak”
ya da sürekli sakin olmak değil.
En yalın hâliyle;
dikkati şimdiki ana,
bilinçli ve yargısız bir şekilde yönlendirebilme becerisi.
Yani zihni susturmak değil,zihnin nasıl çalıştığını fark etmek.
Otomatik Pilotta Yaşamanın Bedeli: Stres, Kaygı, Tükenmişlik
Çünkü çoğumuz günün büyük kısmını “otomatik pilotta” geçiriyoruz.
Zihin ya geçmişi didikliyor ya da gelecekle ilgili senaryolar üretiyor.
Bu da beden için hiç bitmeyen bir alarm hâli demek.
Stresin, kaygının ve tükenmişlik hissinin arkasında çoğu zaman bu kopukluk yatıyor.
Bilimin Söylediği Net: Düzenli Farkındalık Beyni Değiştiriyor
Bilimsel çalışmalar, düzenli mindfulness pratiğinin beynin dikkat ve
duygu düzenleme merkezleri üzerinde olumlu etkileri olduğunu gösteriyor.
Özellikle karar verme ve duygusal dengeyle ilişkili olan prefrontal korteks
daha aktif çalışmaya başlıyor.
Yani mindfulness bir “trend” değil; beynin öğrenebildiği, geliştirilebilen bir beceri.
Önemli Bir Nokta Var:
Mindfulness yapmak, her zaman iyi hissetmek demek değildir.
Zor duygularla karşılaşmayı da içerir.
Ama bu duygulara otomatik tepkiler vermek yerine,
araya bir farkındalık alanı koymayı öğretir.
İşte asıl güç tam da burada.
Belki de bu yüzden mindfulness,
modern yaşamda bir lüks değil;zihinsel bir ihtiyaç.
Sürekli hızlanan,
dikkatimizin parçalandığı bir dünyada,
anda kalabilmek artık bir dayanıklılık becerisi.
Zihni susturmaya çalışma.
Onu fark etmeyi öğren.
Çünkü iyi yaşamak, bilmekle başlar;
ve her şeyin dozu, yaşamın dengesindedir.
Onu fark etmeyi öğren.
Çünkü iyi yaşamak, bilmekle başlar;
ve her şeyin dozu, yaşamın dengesindedir.