KENTİ BİLMEK, KENTİ KORUMAKTIR
Yayınlanma :
28.11.2025 19:06
Güncelleme
: 28.11.2025 19:06
Bazı gerçekler var ki, ne kadar tekrar edilirse edilsin, duyulması gereken kulaklara bir türlü değmez. Şehir yönetimi de böyle bir gerçek işte.
Çünkü sorumluluk, “vatandaşı uyarma”dan çok önce, kentin nabzını tutmakla, sahayı bilmekle ve görevi hakkıyla yerine getirmekle başlar.
Vatandaş ne kadar tedbir alabilir ki?
En fazla evinin önüne küçük bir bariyer koyar sele karşı…
Balkonundaki sandalyeyi içeri alır, kapılarını kontrol eder.
Hepsi bu. Çünkü esas tedbir, vatandaşın değil, belediyenin görevidir.
Bu Görev Lütuf Değil, Zorunluluktur
Mevsim geçişlerinde dere yataklarının temizlenmesi, mazgal ve logarların açılması, çevre atıklarının düzenli toplanması—bunlar “lütuf” değil, zorunluluktur.
Halk çevre vergisini bunun için öder; “toplamıyorum, toplamayacağım” deme lüksü kimsenin yoktur.
Yangın sonrası ormanlık alanların kaderine terk edilmemesi için İl Orman Müdürlüğü ile koordinasyon sağlanır, riskli kütükler temizlenir.
Sahil kasabalarında meteoroloji uyarılarının yakından takip edilmesi zaten bir hayat kuralıdır. Olağanüstü hava koşullarında kritik güzergâhlara sekiz saat aralıksız ekip görevlendirilir.
Kenti Tanımayan Yönetim, Krizi Büyütür
Ama tüm bunların yapılabilmesi için bir şey şarttır:
Kenti bilmek.
Sahada yıllarını geçirmiş ekipleri dinlemek.
“Ben bilirim” kolaycılığına kapılmamak.
Dışarıdan gelen bir yönetim anlayışı, kentin suyun hangi ara sokaktan yükseldiğini, rüzgârın hangi mahallede yön değiştirdiğini, kıyının nerede nefes aldığını bilmez. Bilmediği gibi, yanına bir de her şeyi tek başına çözebileceğine dair bir özgüven eklenirse…
İşte o zaman şehir, yönetimin omzunda değil, kaderin elinde kalır.
Tek Başına Yönetim Yürütmez
Tek başlı düzenle hiçbir iş yürümez.
Ekip olmak gerekir.
Görev paylaşımı gerekir.
Hele ki sahayı avucunun içi gibi bilen meclis üyeleri varken,
o bilgiyi görmek ve kullanmak gerekir.
Doğru Yönetilen Kent Afet Yaşamaz
O zaman denize sıfır bir kenti sel basmaz.
O zaman vatandaş kapısını kapatıp beklemek yerine kendini güvende hisseder.
O zaman hiç kimse halka dönüp “Bana yardım edin, tedbir alın” demek zorunda kalmaz.
Çünkü doğru yönetilen şehirlerde doğa olayları afet değildir;
iyi planlamanın sınavıdır.
Ve o sınavda başarı, ancak ortak akılla gelir.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: