Bu gölge, eleştiriden hoşlanmayan, hesap verme kültürüne uzak duran ve
her itirazı kişisel düşmanlık gibi okuyan bir yönetim anlayışının gölgesi.
Kent Konseyi Başkanı Göksel Acar’ın istifası…
Kimse süslü cümlelerle örtmeye çalışmasın:
Bu bir istifa değil, sistemli baskının sonucudur.

Eleştiriye Tahammül Yok; Sadece İtaat Talep Ediliyor
Foça Belediye Başkanı Saniye Bora Fıçı’nın, bağımsız bir yapıda olması gereken
Kent Konseyi’ne düzenli şekilde müdahale ettiği artık saklanamaz hâlde.
Kent Konseyi Genel Sekreteri olarak benim adım üzerinden yürütülen
baskı da bunun en görünür örneği.
Bir yazı paylaştığım için konsey üyelerinin tek tek aranması,
üzerlerinde baskı kurulması ve beni görevden aldırma girişimleri…
Bunun adı yönetim değil; gözdağı verme pratiğidir.
Üstelik hiçbir savunma hakkı tanımadan, hiçbir gerekçe sunmadan…
Bu tablo karşısında istifam bir geri adım değil,
bu anlayışa ortak olmama kararıydı.

Yerel Tohum Bürosuna Polis Göndermek: Bir Kültürü Yok Etmektir
GEMA Vakfı Foça Şubesi’nin yerel tohum dağıtımı için kullandığı o küçücük oda…
Yıllardır Foça halkına ücretsiz tohum sağlayan, yerel üretimi destekleyen bir sembol.
Bu odanın boşaltılması için polis gönderildi.
Hangi yönetim, halkına hizmet eden bir yapıya polis eşliğinde tahliye uygular?
Hangi yönetim, yerel tohuma sahip çıkanları cezalandırır?
Bu karar,
Foça’nın üretim kültürüne atılmış bir çiziktirme değil; bilinçli bir silmedir.
Tecrübeyi Hedef Alan Anlayış: Yanlış Düşündüğün Gün Dışarıdasın
Kent Konseyi’nde görevlendirilen belediye meclis üyesinin hedef alınması da
aynı zihniyetin ürünü.
Yirmi beş yılını Foça Belediyesi’nde geçirmiş,
Foça’nın ruhunu bilen bir insan…
Ama tek kusuru var: Başkanla aynı fikirde olmamak.
Bu kadar açık:
Foça’da artık liyakat değil, uyumluluk değer görüyor.
Göksel Acar’a Uygulanan Baskı: İstifa Değil, Zorunlu Ayrılık
Göksel Acar’ın istifası bir tercih değildi.
Ona yapılan baskının, müdahalelerin, dayatmaların son halkasıydı.
Gönüllülük esasına dayalı çalışan bir başkanın görevi bırakması,
Foça için büyük bir kayıptır.
Ama belli ki bazıları için bağımsız ve özgür çalışan bir Kent Konseyi, istenmeyen bir tablo.
Bir Kentin Geleceği Sessizliğe Mahkûm Edilemez
Bugün Foça’da olan şey sadece kişisel anlaşmazlıklar değil;
bir yönetim anlayışının açık fotoğrafıdır:
İtiraz etmeyeceksin.
Eleştirmeyeceksin.
Soru sormayacaksın.
Eğer bunları yaparsan “hedef” olursun.
Foça’nın dokusuna en uzak davranış da budur.
Çünkü bu kent;
bir araya gelerek çözüm bulmayı, farklı sesleri dinlemeyi,
ortak akılla yürümeyi bilir.
Ve hiçbir yönetim, bu sesi susturacak kadar güçlü değildir.
Ben bugün olup biteni sadece kaleme alıyorum.
Foça ise bu tabloyu görmeli.
Çünkü demokrasi bazen büyük meydanlarda değil,
bir küçük tohum bürosunun kapısına gönderilen polis memurunda sınanır.
Yorumlar
Kalan Karakter: