CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP TBMM Grubu 27. Dönem 5. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısının yapıldığı İzmir Seferihisarda basın toplantısı düzenledi. Altay, Gerçekten çok verimli bir çalışma toplantısı gerçekleştiriyoruz. Türkiyeyi ve TBMMyi masaya yatırdık. TBMMde 27. Dönem 5. Yasama Yılında yapılan, yapılmayan, yapılması gereken ne varsa konuştuk. Daha önceden hazırladığımız raporlarımızı milletvekillerimizle paylaştık. Sadece yasama faaliyetleriyle sınırlı kalmadık; ekonomik gelişmelerden ziyade ekonomik sorunların nasıl çözüleceği ile ilgili çok kapsamlı bir sunum üzerinde tartışmalar yaptık. Sayın Öztrak, iyi hazırlanmış bir ekonomik sorunların çözüm reçetesini masaya yatırdı. Sayın Ünal Çeviköz dış politikadaki gelişme ve olası gelişmeleri değerlendirdi. Sadece gelişmeleri, olanı biteni konuşmakla kalmadık. Olması gerekenleri, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yapması gerekenleri de irdeledik. Türk dış politikasının nasıl olması gerektiği ile ilgili elimizde belge var" diye konuştu.Engin Altay'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
"DİREKT ERDOĞANA BAĞLI"
"Borsa İstanbulun dokuz yöneticisi var. Beş tanesi direkt Erdoğana bağlı. Birisi Erdoğanın ekonomi politikaları kurulu üyesi. Borsa İstanbul Kurulu üyesi. Birileri Erdoğana bağlı Devlet Denetleme Kurulunun başkanı. Borsa İstanbul Yönetim Kurulu üyesi. Birisi Cumhurbaşkanı İdari İşler Başkanı. En büyük devlet memuru eski sistemdeki. Birisi Cumhurbaşkanlığı İletişim Başdanışmanı. Birisi de Katarlı ortak. Dört değil Erdoğan, beş. Bunların hepsi Erdoğana bağlı. Borsa İstanbulda manipülasyon var.Borsa İstanbulu kim denetleyecek? Sermaye Piyasası Kurulu. Sermaye Piyasası Kurulu denetleyecek de Sermaye Piyasası Kurulu kendi üstüne bulaşmış çamur deryasında debeleniyor. Sen de savcılara müdahale ediyorsun.Sermaye Piyasası Kurulu ile ilgili iddialara gövdeni koyuyorsun. Sermaye Piyasası Kurulu kendini kurtarmakla meşgul. Peki Sermaye Piyasası Kurulunu kim denetleyecek? Devlet Denetleme Kurulu Başkanı. O nerede, Borsa İstanbulun yönetiminde, aşağıda. Ama borsanın üstündeki SPKyı denetleyecek adam, Devlet Denetleme Kurulu Başkanı yukarıda. Erdoğan nasıl olacak? Böyle devlet yönetilir mi? Mahalle bakkalı böyle yönetilmez desem bakkallar ayıp olur. Onların bir düzeni, intizamı, kuralı, kaidesi var. ERDOĞANA BAKTIĞIMDA KARŞIMDA BİR DEVLET BAŞKANI GÖRMÜYORUM
Sanki şu anda ben Erdoğana baktığımda karşımda bir devlet başkanı görmüyorum. Aldığı yetkilere, kendine bağladığı kuruluşlara bakınca karşımda dev bir holding başkanı görüyorum. Niye böyle bir hisse kapılıyorsun Engin Altay, derseniz. Biraz önce saydım, borsayı kendine bağlamış. Borsa İstanbulun beş yöneticisi Erdoğanın sarayındaki memuru, kankaları. Merkez Bankası, kendine bağlamış. Başkan değiştirmekten yoruldu. Türkiye Varlık Fonu, Erdoğan başkanı. Kamu özel işbirlikleriyle ilgili muhalefetin bilgi alması olanaksız, Erdoğan ol deyince oluyor. Yapın deyince yapılıyor. Bir Cumhurbaşkanı şöyle yazabilir mi? Kınalı Malkara Otoyolunu şu firmaya, oturup konuşun, pazarlık yapın, verin diyebilir mi? Dağ başı mı burası? Bunu yapıyor. Biz 21/b ihalelerinden şikayetçiydik, şimdi istiyoruz ki 21-B bari yapsınlar. Devletten bir metrekare hazına arazisini satın alacaksanız ya da kiralayacaksınız, o evrak, bir dönüm on dönüm demiyorum. 10 metrekare hazine arazisini kiralayacaksan o evrak Erdoğanın önüne gelmeden devlet sana bunu ne satabiliyor, ne de kiralayabiliyor. Ne oldu, her şeyi kedine bağlamış. Ekonomik bütün mekanizmalar Erdoğanda. Bundan dolayı insanlar kendisini eleştirmesin, tepki göstermesin diye de demokrasiyi daraltabildiği kadar daraltmış.Özetin özeti şudur, millet özel bankalara, tefecilere ve faiz baronlarına çalışıyor. Milletten devlet topluyor, bunlara veriyor. Bankalardan millet faiz alıyor ve batıyor. Bu özel bankalar, tefeciler ve faiz baronları da saraya çalışıyor. Türkiyenin içinde bulunduğu hal budur.Böyle bir hal içinde Fuat Oktay dün bir açıklama yapmış. Demiş ki Doğalgaz faturalarının yüzde 80ini biz ödüyoruz. Vay be. Avrupa felaket içinde diyor Erdoğan, Avrupa bizden daha olumsuz bir süreç yaşıyor diyor Erdoğan. Fuat Oktay bütün ülkelerde böyle zaten bu. Türkiyenin yaptığı bir şey değil. Fark şu Avrupa doğalgaz sübvansiyonu yapıyor bir de üstüne millete nakdi yardım yapıyor. 4 MİLYON İNSANIN ELEKTRİĞİ KESİLMİŞ
Biz veriyoruz diyor ya, babanın parasını mı veriyorsun kardeşim. Devlet dediğin nedir? Devlet milletindir, devletin sahibi millettir. Sen geçici bir süre için orayı sevk ve idareye oturtulmuş birisin. O devletin kasasına senin verdiğin parayı, aldığın kasayı dolduran millet. Sen o kasadan millet için doğalgaz sübvansiyonu yapıyorsun evet. Sonra kasanın tamamını beşli çete ve faiz baronlarına veriyorsun. Çıksınlar, desinler ki. Mesela Sayın Genel Başkanımız bir hafta ışıksız ve elektriksiz kaldı. Çok mu meraklıydı? Hayır. Türkiyede toplum 4 milyon hanenin, işyerinin elektriğinin kesildiği ile ilgili bizde bilgi var. Hayır, yalan. Kardeşim CİMERe sormuşuz. Soru önergesi vermişiz. Cevap, yok. Dokuz aydır, biz bu konuda tek cevap alamadık. O zaman sukut ikrardan gelir. AK Parti hükümeti döneminde Türkiyede 4 milyon hanenin, insanın elektriği kesilmiştir.