Bazı insanlar vardır…
İsimleri, karakterlerinin özeti gibidir.
Nerede bir emek, nerede bir direniş, nerede bir mesleki onur varsa; orada sessiz ama kararlı adımlarla yürürler.
Eczacı Onur Özgüven, işte bu insanlardan biri.
Mesleğin Onurlu Sesi
Eczacılık, yalnızca ilaç vermek değildir.
Eczacılık, insanın sağlığına, emeğine ve topluma karşı duyulan sorumluluğun adıdır.
Onur Özgüven, yıllardır bu sorumluluğu bir meslek aşkına dönüştürmüş, “eczacı olmanın” ötesinde, “eczacılığın sesi” olmuştur.
Bir meydanda, bir yürüyüşte, bir toplantı salonunda ya da bir köşe yazısının satır aralarında…
Nerede bir haksızlık varsa, Onur oradadır.
Ama öfkeyle değil, bilgelikle.
Kavgayla değil, adalet duygusuyla.
Çünkü onun mücadelesi, adının da söylediği gibi, “onurlu” bir mücadeledir.
Mücadeleyle Gelen Saygı
Eczacılar toplumun görünmez kahramanlarıdır.
Bir reçeteden çok daha fazlasını sunarlar: bilgi, vicdan, merhamet ve sorumluluk.
Onur Özgüven, bu değerleri sadece mesleğinde değil, yaşamının her alanında taşır.
Etrafındaki insanlara umut verir, genç meslektaşlarına örnek olur.
Kimi zaman bir pankartın ardında, kimi zaman bir öğrencinin yanında, kimi zaman da bir dost sofrasında hep aynı cümleyi söyler:
“Biz onurumuzla varız.”
Eczacı Onur Özgüven, meslektaşlarıyla birlikte eczacılık mesleğinin onuru ve hakları için yürüyüşte. Bu kare, sadece bir an değil, bir duruşun simgesi…
Bir Fotoğrafın Anlattığı Her Şey
İşte bu kare…
Kalabalığın içinde bir yumruk havaya kalkmış, yüzlerde kararlılık, gözlerde inanç var.
O fotoğraf, bir insanın mesleğine, topluma ve haklı davaya olan bağlılığının sembolü.
Bir anı değil, bir duruşun belgesidir.
İyi ki Doğdun Onur Kardeşim
Bugün, sadece doğum günün değil…
Yıllardır süren bu onurlu yolculuğun bir başka kilometre taşı.
Dilerim ki sağlık, umut ve adalet duygusu yolunu hiç bırakmasın.
Bu ülkenin senin gibi yüreklere, senin gibi adını hak eden insanlara her zaman ihtiyacı var.
İyi ki varsın, iyi ki “Onur”sun…
Doğum günün kutlu olsun kardeşim.























