Yüzyıl önceki İzmir’i yansıtan “Smirna Seyahat Rehberi 1922” adlı kitabı Altay Spor Eğitim Vakfı, Konak Belediyesi ve İzenerji A.Ş’nin de katkılarıyla Türkçeye çevrilen Araştırmacı Yazar George Poulimenos, İzmir’de okurlarıyla buluştu. Alsancak’ta bulunan Altay Spor Eğitim Vakfı Anı Evi’nde düzenlenen söyleşiye Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Yunanistan Başkonsolosu Despoina Balkiza, Altay Spor Eğitim Vakfı Başkanı Cihangir Marmara, CHP Konak İlçe Başkanı Akın Küçükoğullarından, kitabı Türkçe yayına hazırlayan Prof. Dr. Çınar Atay, kitabın çevirmenleri Teodora Hacudi, Ayşen Tekşen ve Tarihçi Dr. Erkan Serçe de katıldı.
Marmara: Emeği geçen çok kişi oldu
Etkinlikte açılış konuşmasını yapan Altay Spor Eğitim Vakfı Başkanı Cihangir Marmara,“Bugün aramızda çok değerli yazarımız George Poulimenos var. İzmir’in 1922 senesinin seyahat rehberiyle ilgili kitabının telif haklarını vakfımıza devretmek suretiyle bizim tercümesini yayınlamamıza sebep oldu. Bu kitabın hazırlanmasında ve yayınında emeği geçen çok kişi oldu. Başta yayında Konak Belediye Başkanımız Abdül Batur’a, İZ Enerji şirketine, çevirmen Ayşen Tekzen, Çınar Atay ve Teodora Hacudi ile Yakın Kitabevi’ne teşekkür ediyorum. Sanatseverleri başka eserlerle de buluşturmaya devam edeceğiz” dedi.
Batur: Çok kıymetli bir eser
Konak Belediye Başkanı Abdül Batur da Poulimenos’u İzmir’de ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade etti. Okurunu 100 yıl öncesinin İzmir’inde eşsiz bir tarih turuna çıkaran Poulimenos’a ve kitabın Türkçeye kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkürlerini ileten Batur, “Kitap o yıllarda İzmir’e gelenler için bir rehbermiş gibi tasarlanmış. O yılların sokakları, binaları, gelenekleri, görenekleri, tatları, hepsini okurlarına hatırlatıyor. O dönemi canlandırırken de İzmir’in farklı dinlerin, dillerin, ırkların bir arada ve muhteşem bir uyumla yaşadığı zengin kültür dokusuna da işaret ediyor. Çok kıymetli bir eser. Kendisine eseri için, çalışmaları için çok teşekkür ediyoruz.
Tabii bu kitabın hazırlanmasında emeği geçen, teşekkür edeceğimiz, kurumlar ve kişiler de var. Öncelikle böyle bir projeyi bizlere sundukları için Altay Vakfı Başkanımıza ve yönetimine teşekkür ediyorum. Bu kitabın hazırlanmasında büyük özveriyle çalışan değerli hocamız Prof. Çınar Atay, Ayşen Tekşen ve Konak Belediyesi’nde bizim de birlikte çalıştığımız Teodora Hacudi’ye de teşekkür ediyorum. Tabii bir de yakın Kitabevi’ne teşekkürlerimiz iletiyoruz. Bu ekip olmasaydı, bu eseri Türkçe okuyabilmemiz de mümkün olmayacaktı. Çok yoğun bir çalışma yaptıklarını biliyorum” diye konuştu.
“Barış, en güzel yaşam biçimi”
Batur, Poulimenos’un da köklerinin İzmir’de olduğunu, İzmir’i çok iyi tanıdığını ve sevdiğini dile getirdi. Poulimenos’un bir röportajda kitabını anlatırken, “100 yıl öncesinin İzmir’ini canlandırarak atalarıma ve o sırada evlerini terk etmek zorunda kalan tüm insanlara borcumu ödediğime inanıyorum” dediğini hatırlatan Başkan Batur, Konak’ın da göçmenlerin ve mübadil ailelerinin yoğun yaşadığı ve bu anlamda hassasiyeti yüksek bir kent olduğunu dile getirdi. Kendisi de Selanik göçmeni bir aileden gelen Batur, Mübadele Anıtı ve Parkı’nı açmış olmaktan gurur duyduklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Göreve geldiğimizde, özellikle buradaki mübadillerin ve göç men kardeşlerimizin isteğiyle, Eşrefpaşa mevkiinde bir Mübadele Anıtı ve Parkı yaptık. Buradaki heykelin anlattığı çok önemli ve güzeldir. Gidenler ve gelenler… İkisini de simgeleyen bir anıt tasarladık. Bu acıyı iki tarafın da yaşadığını anlatıyor. Smirna 1922 kitabının da Ege’nin iki yakasının ortak tarihine, kültürüne işaret etmesi, böylece bize dostluğu, kardeşliği ve elbette barışı hatırlatması nedeniyle de çok önemli olduğuna inanıyorum. Sanırım bu eser de yazarımızın, hatta eseri Türkçeye kazandırmak için büyük emek veren ekibin, tüm bu değerlere bir saygı duruşu. Çalışmada emeği geçenlere tekrar teşekkür ediyorum.
Sözlerimi de Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu, Büyük Lider Mustafa Kemal Atatürk’ün, hemen yanı başımızdaki savaş nedeniyle bugün kıymetini çok daha iyi anladığımız şu sözüyle noktalamak istiyorum: ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’. Barış her zaman en güzel yaşam biçimidir.”
Balkiza: Kentin kazancı
Yunanistan Başkonsolosu DespoinaBalkiza ise “İzmir gibi bu kadar değerli tarihi olan bir kentte, tarihle ilgili çalışmalara destek vermek kentin kazancınadır” dedi. Poulimenos: İzmir’i atalarımdan öğrendim İzmir’i atalarından öğrendiğini söyleyen Yazar Poulimenos ise “Benim atalarım da buradan mübadil olarak gitmişti. Tıpkı Girit’ten ve Makedonya’dan mübadil olarak gelenler gibi. Dedelerim burayla ilgili olumsuz hiçbir şey söylemedi, hep güzel şeyler anlattı. Hatta dedem memleketi olan Çeşme Çiftlik’i severek ve o kadar fazla anlatırdı ki, bazen sıkılır onu dinlemek istemezdik. O da bizi evde kovalar ve anılarını zorla anlatırdı.
Büyükbabamın senelerce anlattığı hikayeler öyle bir yerleşti ki, benim içimde de İzmir ve çevresi için büyük bir sevgi oluşturdu” dedi.
“O dönemi olduğu gibi anlatmaya çalıştım”
1980 yılında İzmir’in tarihini araştırmaya başlayarak kitaplar, belgeler, haritalar dokümanlar topladığını söyleyen Poulimenos, çalışmalarına ara vermeden ve derinleştirerek devam ettiğini ve bu sırada da İzmir’e daha çok bağlandığını ifade etti.
İzmir’de birçok dost edindiğini söyleyen Yazar, Atina Akademi Ödülü’nü alan İzmir Rıhtımı kitabını yazarken, İzmir’in nasıl bir yer olduğunu anlamak için çok fazla harita topladığını belirterek, şöyle devam etti: